Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/2839 E. 2019/5463 K. 17.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2839
KARAR NO : 2019/5463
KARAR TARİHİ : 17.06.2019

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : MİLAS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, eşi …’nin 06/12/2005 tarihinde elektrik akımına kapılarak hayatını kaybettiğini, 02/11/2006 tarihinde açılan davanın 30/03/2017 tarihinde sonuçlandığını, anılan dava dosyasına sunulan bilirkişi raporunda kendisi için 73.603.22.-TL maddi tazminat hesaplandığını, o dosyada hüküm altına alınmayan 72.603.22.-TL tazminat için yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, zamanaşımına uğrayan davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir .
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, itirazın iptaline, 72.603.22.-TL % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, davalı tarafından istinaf başvurusu yapılmıştır .
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, davalı vekilinin istinaf isteminin icra inkar tazminatına yönelik kısmının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince KISMEN KABULÜNE;davalı vekilinin diğer istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK un 353/1.fıkrasının (b-1) bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İlk Derece Mahkemesi olan Milas 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/246 Esas 2018/289 Karar sayılı 12/09/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
Düzelterek Yeniden Esas Hakkında Hüküm Kurulmak Suretiyle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜNE-KISMEN REDDİNE,
Davalının icra takip dosyasına yaptığı itirazın -72.603,22.TL asıl alacak ile takip tarihine kadar hesaplanan -69.579,74.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam -142.182,96.-TL üzerinden İPTALİNE; takip tarihinden itibaren -72.603,22.-TL asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına, faize faiz uygulanmamasına ve bu şekilde TAKİBİN DEVAMINA,
Davacının fazlaya ilişkin işlemiş faiz isteği ile yasal koşulları gerçekleşmeyen icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE karar verilmiş ,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) HMK’nın 26. maddesi; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” hükümlerini içermektedir.
Somut olayda, davacının 20/07/2016 tarihinde 73.603.22.- TL tazminat, 70.465.51.- TL faiz olmak üzere toplam 144.068.73.- TL üzerinden icra takibi başlattığı, itiraz üzerine, 06/06/2017 tarihinde harca esas değeri 72.603.22.-TL göstererek ve bu miktar için hesaplanan harcı ödeyerek eldeki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır . Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacının talebi aşılarak icra takibine konu edilen ancak itirazın iptali davasına konu edilmeyen faiz yönünden de davalının itirazının iptal edilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir .
3-)”Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka,taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay’ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık,temyiz eden tarafın,önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da “aleyhe hüküm verme yasağı” denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir.” (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)
Somut olayda ilk derece mahkemesince, davacının işlemiş faiz isteği reddedilmiş, davacının bu yönde istinaf başvurusu olmamıştır. Buna rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusu olmayan davacı lehine işlemiş faize hükmetmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun 371. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin de İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 17/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.