Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/2800 E. 2020/1061 K. 10.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2800
KARAR NO : 2020/1061
KARAR TARİHİ : 10.02.2020

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, dava dilekçesinde özetle; davalının taraflarına ait taşınmazda uzun yıllar kiracı olarak oturduğunu, davalı aleyhine açılan kira bedelini tespiti davasında Malatya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2010/614 Esas 2011/2060 Karar sayılı ilamı ile 31/03/2010 – 31/03/2011 dönemi kira bedelinin brüt 82.800,00 TL olarak tespitine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini; davalı borçlunun 31/03/2013 – 31/03/2014 dönemi kira bedellerinin tüfe oranında artış yapılarak hesaplandığını ve borçlu kiracının bu yeni döneme yönelik ödemeleri düşülerek 61.595,00 TL tutarında ödenmemiş kira bedeli olduğunun hesaplandığını ve ödenmeyen kira bedelinin tahsili için davalı aleyhine takip başlatıldığını, borçlu kiracının yapılan takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; yıllardır söz konusu taşınmazda oturduğunu, handa en fahiş kira miktarının bu taşınmazda olduğunu, hanın ve iş yerinin zorunlu giderleri hesaba katılmadan, yeni yıla dair tespit kararı da alınmadan sürekli olarak keyfi artışlarla kira parasına ilişkin olarak icra takibi başlattıklarını, 2012-2013 yılı kira dönemine ilişkin herhangi bir tespit kararının bulunmadığını, artışın ve talebin neye göre yapıldığının meçhul olduğunu, iş yerini faal olarak ortağı Naci Birsen ile birlikte 1/2 hisseli olarak işlettiklerini, tüm gider, alacak ve vereceklere ortağı ile birlikte karar verdiklerini ancak davanın ve icra takibinin yalnızca kendisi aleyhine başlatıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Bozma öncesi mahkemece, davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacının temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/10188 E 2016/5463 K sayılı ilamıyla Malatya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 30/12/2011 tarih 2010/614 Esas 2011/2060 Karar sayılı dosyasında, davacılar tarafından davalı aleyhine kiralananın 31/03/2010-31/03/2011 dönemi kira bedelinin tespiti talebiyle açılan davada kira bedelinin net 69.000,00 TL olarak tespitine karar verildiği, kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği, yine Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 21/01/2014 tarih 2012/1534 Esas 2014/75 Karar sayılı dosyasında davacılar tarafından davalı aleyhine 31/03/2010-31/03/2011 dönemi eksik ödenen kira bedelinin tahsili için başlatılan icra takibene yapılan itirazın iptali için açılan davada; davanın kısmen kabulü ile itirazın 48.100 TL üzerinden iptaline ilişkin olarak verilen kararın Yargıtay tarafından onandığı ve karar düzeltme talebi de reddedilerek kesinleştiği, kesinleşen bu davalarda verilen kararlarda davalının dava konusu taşınmazda kiracı olduğunun kabul edildiği, Malatya 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 30/12/2011 tarih 2010/614 Esas 2011/2060 Karar sayılı tespit kararının bağlayıcı olduğu ve bu durumda mahkemece kesinleşmiş mahkeme kararları dikkate alınarak işin esasının incelenmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek; ödenmeyen kira bedelini hesaplanması konusunda bilirkişi raporu aldırılmış, bilirkişi tarafından mahkemece tespit edilen 2010-2011 net kira bedeline yıllık ortalama tefe artış oranında artırım uygulanarak belirlenen bedelden davalı tarafça kira dönemine ilişkin yapılan ödeme düşülerek ödenmeyen kira bedeli belirlenmiş ve bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne ve %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Somut uyuşmazlık, davalının icra takibine konu edilen 2012-2013 kira dönemi bakımından ödenmeyen kira borcunun ne kadar olduğu hususundadır.
Davacılar tarafından davalı aleyhine 2012-2013 kira dönemine ait ödenmeyen net 61.595,00 TL kira bedelinin tahsili amacıyla 10.04.2013 tarihinde Malatya 1. İcra Müdürlüğü’nün 2013/1729 E sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış, davalı tarafça takibe itiraz edilmiştir. Dava konusu kiralananın 31/3/2010-31/3/2011 dönemi kira bedeli Malatya 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/614 Esas, 2011/2060 Karar sayılı kararı ile net 69.000 TL, brüt 82.800 TL olarak tespit edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, Malatya 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/614 Esas sayılı kararı ile belirlenen kira bedeline her yıl için artış uygulanarak belirlenen kira bedelinden davalı tarafça yapılan ödemeler mahsup edilerek ödenmeyen kira bedeli tespit edilmiş ise de taraflar arasında yenilenen kira dönemleri için önceki dönem kira bedeli üzerinden belirli ve muayyen bir artış oranı ile kira bedelinin belirleneceği hususunda yazılı kira sözleşmesi bulunduğu kanıtlanmadığı gibi dosya kapsamında davacılar tarafından, kira sözleşmesinde artış şartı bulunduğuda, ispat edilememiştir. Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporu aldırılarak; Malatya 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/614 Esas sayılı kararı ile belirlenen net kira
bedeli esas alınarak davalının takibe konu dönem için ödenmemiş kira borcunun artış yapılmaksızın hesaplanması gerekirken tespit ilamına konu kira bedeline her yıl artış oranı uygulanmak suretiyle daha sonraki dönemlere ilişkin kira bedelleri tespit edilmesi ve bu şekilde davalının fazla kira bedelinden sorumlu tutulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.