YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2451
KARAR NO : 2019/4186
KARAR TARİHİ : 07.05.2019
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl dava yoksulluk ve iştirak nafakası artırım, karşı dava nafaka indirimi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl dava yönünden kısmen kabulüne, karşı dava yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, davalı/karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı/karşı davalılar, Yomra Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve 2010/140 karar sayılı kararında davacı … yararına 400,00 USD yoksulluk nafakası ile … yararına 200,00 USD iştirak nafakasının aradan geçen zaman sürecinde tarafların geçiminin sağlanması bakımından yetersiz kaldığını, bu nedenle nafakaların arttırılarak davacı … için aylık 500,00 USD, … için aylık 400,00 USD nafakanın davalıdan alınarak davacılara verilmesini istemiştir.
Davalı/karşı davacı, Yomra Asliye Hukuk Mahkemesince nafakaya hükmedilmesinden sonra yeniden evlendiğini ayrıca emekliliğe ayrıldığını, çalışırken 2500 TL maaş almakta olduğunu ancak daha sonra emekli olduğunu ve şu anda maaşının 1900 TL’ye düştüğünü, hakkında 50.000 TL’lik bir borç için devam etmekte olan icra takibinin olduğunu belirterek nafaka artırımı taleplerinin reddine ayrıca karşı davanın kabulü ile nafakanın davacı için aylık 200TL ve müşterek çocuk için aylık 400 TL’ye indirilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davacı/karşı davalıların davasının reddine, davalı/karşı davacıların davasının kabulü ile; dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuk için aylık 400,00TL iştirak nafakası ile davacı/karşı davalı … için aylık 200,00TL yoksulluk nafakasının davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemiz 23.06.2016 Tarihli … E. 2016/9828 K. sayılı ilamı ile “Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler
dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı azdır. Ayrıca, dosya kapsamına göre davacı ortak çocuk lehine hükmedilen yardım nafakasının miktarı, bu davacıya ait giderlerin büyük bölümüne annenin katlanmasına neden olacak denli azdır.
Mahkemece yoksulluk ve yardım nafakalarının davacıların ihtiyaçları ve karşı davacının gelirleri değerlendirilerek hakkaniyete uygun olacak şekilde yeniden belirlenmesi için kararın bozulması gerekmiştir. Ayrıca, dava tarihi itibari ile reşit olan ortak çocuk lehine yardım nafakası takdir edilmesi gerektiği halde, mahkemece, hukuki nitelemede hata yapılarak iştirak nafakasına hükmedilmesi de isabetli bulunmamıştır.” gerekçesi ile bozmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı/karşı davalıların davasının kısmen kabulü ile, davacı … için belirlenen aylık nafakanın arttırılmasına yer olmadığına, tarafların müşterek çocukları … için verilen nafakanın kısmen arttırılarak aylık 600,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalılara verilmesine, davalı/karşı davacının davasının ise reddine karar vermiş, hüküm davalı/karşı davacı vekilince temyiz edilmiş, Dairemiz 15.03.2018 tarihli … E. 2018/2571 K. sayılı ilamı ile “taraflara tebliğ edilen kararda yasanın aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar bulunmaması” gerekçesi ile bozmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı/karşı davalılardan … yönünden reddine, diğer davacı/karşı davalı …’un davasının kısmen kabulü ile nafakanın kısmen arttırılarak aylık 600TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ve yargılama süresince ödenen kısımda tekerrüre esas olmayacak şekilde davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalı …’a verilmesine, davalı/karşı davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı/karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Asıl dava, yoksulluk ve iştirak nafakası artırımı, karşı dava nafaka indirimi davasıdır.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı/karşı davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 9. maddesi uyarınca hükmedilen nafakanın (ya da artırım davalarında hükmedilen artış miktarının) bir yıllık tutarı üzerinden Tarifenin 3. kısmı uyarınca hesaplanacak miktarın tamamına avukatlık ücreti olarak hükmolunacağı, bu miktarın Tarifenin 2. kısmının 2. bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten az olamayacağı düzenlenmesi yer almaktadır.
Mahkemece; yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı/karşı davalılar yararına yukarıdaki madde hükmü uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirkenyanılgılı değerlendirme ile fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalı/karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan hükmün 5. fıkrasındaki “Davacı-karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.360,00TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine” ifadesinin çıkartılarak yerine “Davacı/karşı davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.180,00TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalılara verilmesine” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde asıl ve karşı dava yönünden karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.