Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/2247 E. 2019/4423 K. 13.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2247
KARAR NO : 2019/4423
KARAR TARİHİ : 13.05.2019

MAHKEMESİ : AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, düğününde 51 adet çeyrek altın, 12 adet yarım altın, 3 adet tam altın, 1 adet 1 gram altın, 17 adet bilezik, pırlanta set, inci set, altın set, tektaş pırlanta (0,32 karat) ziynet ve bir miktar paranın takıldığını, altın ve paraların … Şubesinde kiralanan ortak kasaya konulduğunu ancak davalının haber vermeden altın ve paraları zilyetliğine geçirdiğini, kasada çiftin ortak parası olarak da 1100 TL ve 600 USD’nin olduğunu, kasaya alınan paranın yarısı ile ziynetlerin aynen, olmadığı takdirde bedellerinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, düğünde takılan paranın kasaya konmadığını, düğün sonrası balayında harcandığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.250,95 TL’nin dava tarihinden, kalanının ıslah tarihinden olmak üzere 54.246,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin … Esas – 2018 / 5327 Karar sayılı 16/05/2018 tarihli kararı ile ; “ Mahkeme hükmünde, “toplam 54.246,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ifadesi ile yetinilmiş, bedeli hakkında hüküm kurulan ziynetlerin cinsi, niteliği, özellikleri, gramı ayrı ayrı yazılmamış, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Bedeli hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK’nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir … “ gerekçesi ile bozulmuş , mahkemece bozma kararına uyulmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
1 – HMK.nın 294/3. (HUMK.nın 389. ) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyeti ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak bulunmamaktadır. HMK.nın 298/2.nci maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı öngörülmüştür. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olması yargılamanın aleniyetine kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa’nın 141. maddesi ile HUMK.nın ve HMK.nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksi düşünce ve uygulama yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.
Somut olayda, tefhim edilen kısa kararda faize ilişkin herhangi bir hüküm kurulmamış iken, gerekçeli kararda dava & ıslah tarihinden yasal faize hükmedilmesi ile, kısa ve gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğundan, mahkemece 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurul Kararı çerçevesinde bu kısa kararla bağlı kalınmadan yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.