Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/2164 E. 2019/3586 K. 18.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2164
KARAR NO : 2019/3586
KARAR TARİHİ : 18.04.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; dava dışı abone ….Sağlık Tesisleri AŞ’nin toplam 17.225,30 TL su bedeli borcunu ödeyemediğini, 6111 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesiyle borcunu yapılandırdığını ve davalının bu borcu üstlendiğini, ancak yapılandırma kapsamında belirlenen vade tarihlerinde ilk üç taksit dışında diğer taksitlerin ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2013/975 sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; … Diyaliz Hizmetleri Sağlık İşletmeciliği A.Ş. adına borcu yapılandırdığını, borçla ilgisinin bulunmadığını, şirketin işçisi olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalının, dava dışı şirket borcunu 6111 sayılı yasa kapsamında yapılandırılması talebiyle 11/03/2011 tarihinde davacı idareye başvurduğu, takip konusu borcun taksitler halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve buna göre taksitlendirme taahhütnamesi düzenlendiği, belgelerde borcu üstleneni olarak davalı geçtiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün 2013/975 sayılı takip dosyasında 13.677,26 TL asıl alacağa, 70,21 TL gecikme zammına, 7.398,70 TL cezaya ve 1.331,77 TL %18 oranında ceza KDV’sine olmak üzere toplam 22.477,94 TL alacağa yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip talebinde belirtilen şekilde takip tarihinden itibaren faiz uygulanmasına, itirazın iptaline karar verilen asıl alacağın %20’si oranındaki tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

HMK’nun 190/1.maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” ve aynı nitelikte TMK’nun 6.maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda; ispat yükü üzerinde olan davacı taraf, davalının dava dışı şirketin borcunu üstlenerek, 6111 sayılı yasa kapsamında borcu yapılandırdığını ve ilk üç taksit dışında borcun ödenmediğini iddia etmiş ise de, dosya içerisinde bulunan 6111 sayılı yasa kapsamında alınan taahhütnamelerin davalı adına düzenlendiği ancak bu taahhütnamelerde davalının imzasının bulunmadığı gibi, ilk üç taksidin ödeme makbuzlarında davalı tarafından ödendiğine dair ibareye de rastlanılmamıştır.
Diğer taraftan, dava dilekçesinde borcun Şubat-Aralık 2010 dönemine ilişkin olduğu belirtilmiş olup, yapılandırmanın 11.03.2011 tarihinde yapıldığı, davalının 23.11.2011 tarihinde… Diyaliz Hizmetleri Sağlık İşletmeciliği A.Ş.’de işe başladığı, bu şirket tarafından davalıya verilen vekaletnamenin ise 16.02.2012 tarihli olduğu, dava dilekçesinde borcunun yapılandırıldığı belirtilen dava dışı … Sağlık Tesisleri A.Ş’nin ise 10.05.2012 tarihinde abone olduğu görülmektedir.
O halde mahkemece; dava konusu borcun yapılandırılmasına ilişkin olarak davalının imzasını içerir belgelerin/taahhütnamelerin bulunup bulunmadığının araştırılıp, varsa söz konusu imzalı belgeler ve eklerinin getirtilerek borcun hangi şirkete ait olduğu, hangi şirket adına yapılandırıldığı, yapılandırmanın davalı tarafından şahsen yahut şirket adına vekaleten yapılıp yapılmadığının tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan, eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.