YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/8073
KARAR NO : 2019/184
KARAR TARİHİ : 16.01.2019
Davacı … ile davalı … Turim İnşaat Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. aralarındaki kiralananın tahliyesi davasına dair … 10. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 06/03/2018 tarihli ve 2017/549 E. – 2018/233 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 17/10/2018 tarihli ve 2018/4415 E. – 2018/10160 K. sayılı ilama karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı firmanın, mülkiyeti …’ne ait taşınmazda 04.07.2014 tarihi itibariyle kiracı olduğunu, kira sözleşmesinin özel şartlar kısmının 10.maddesinin 2.fıkrasında ” gayrimenkulün herhangi bir nedenle kapatılması veya kapalı tutulması halinde bu durumun sözleşmeye aykırılık teşkil edeceği ve sözleşmenin feshedilebileceği” hükmünün yer aldığını, huzurdaki davanın ikame tarihi itibariyle ise kiralanan taşınmazın kapalı tutulduğunu, bu hususun da akde aykırılık teşkil ettiğini belirterek davalının kira sözleşmenin feshi ve taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı; kiralanan yere işletme ruhsatı almak istendiğini ancak proje harici binaya bir kısım ilave ve değişikliklerin yapıldığını,bu hali ile binaya iskan verilmesinin mümkün olmadığının öğrenildiğini, iskanı olmayan bina için de otel ruhsatı alınamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece kira sözleşmesindeki açık hükme rağmen taşınmazın kapalı tutulmasının akde aykırılık oluşturduğu belirtilerek davacının davasının kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 23/01/2017 günlü ve 2017/1448 E.-2017/405K. sayılı ilamı ile,TBK’nun 316. maddesindeki şartların yerine getirilmediğinden tahliye talebinin reddine karar verilmesi ayrıca davalı vekili tarafından 06/10/2015 tarihli duruşmada davalı şirketin taşınmazı tahliye ettiği, davanın konusuz kaldığından söz edildiği anlaşıldığından, bu hususların da araştırılması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrasında Mahkemece; yargılama sırasında taşınmaz tahliye edildiğinden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalı vekili için takdir edilen 7.053,95 TL ücreti vekaletindavacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hükmün bu defa davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin17/10/2018 günlü ve 2018/4415 E.-2018/10160 K. sayılı ilamı ile bozma ilamına uyularak verilen hükmün onanmasına karar verilmiş, onama ilamına karşı davacı süresi içinde kararın düzeltilmesini istemiştir.
1-) Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre HUMK.nun 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme istemi yerinde değildir.
2-) Davacının tavzih kararına yönelik karar düzeltme istemine gelince; Mahkemece verilen 18.04.2018 tarihli tavzih kararı, davacı tarafından süresinde temyiz edildiği halde davacının temyiz istemi hakkında değerlendirme yapılmadığı bu defaki incelemeden anlaşılmakla davacı tarafın bu yöndeki karar düzeltme isteğinin kabulüne karar verilerek işin esası incelendi.Mahkemece, 06.03.2018 tarihli gerekçeli kararda davalı lehine 7.053,95 TL vekalet ücretine hükmedilmiş iken; davalı vekilinin davalı lehine yıllık kira bedeli üzerinden vekalet ücretine hükmedilmediği ve bu hatanın düzeltilmesi talebini içerir tavzih dilekçesi üzerine, Mahkemece 18.04.2018 tarihli Tavzih kararı ile; davalı yararına hesaplanan 43.203,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine hükmedilmiştir. Söz konusu düzeltme ile davalı lehine verilen vekalet ücreti davacı aleyhine değiştirilmiş olup, bu düzeltmeninHMK’nun 304.maddesinde belirtilen maddi hatanın düzeltilmesi niteliğinde olduğunun kabulü mümkün değildir.
Her ne kadar davacı tarafından süresinde temyiz dilekçesi sunularak tavzih kararının bozulması talep edilmiş ise de, davacının bu talebi üzerine inceleme yapılmadığı bu defaki incelemeden anlaşılmakla davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Mahkemenin 18.04.2018 tarihli Tavzih kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte yazılı gerekçeler ile davacı vekilinin sair karar düzeltme taleplerinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 17/10/2018 günlü ve 2018/4415 E.-2018/10160 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenle18.04.2018 tarihli Tavzih kararına yönelik BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 16.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.