YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7997
KARAR NO : 2019/252
KARAR TARİHİ : 17.01.2019
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiracılık sıfatının tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 26.07.2010 tarihinde açtığı işbu dava ile kiracılığının devam ettiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükme ilişkin davacı vekili tarafından yapılan temyiz isteminin süresinde olmadığından reddine yönelik verilen 05.08.2015 tarihli ek karar, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 19.09.2016 tarih, 2015/10390 E.- 2016/5261 K. sayılı ilamı ile onanmış, bu onama ilamına karşı davacı vekilinin karar düzeltme istemi Dairemizin 15.06.2017 tarih, 2017/11030 E.-2017/10260 K. sayılı ilamı ile kabul edilerek ek kararın kaldırılmasına ve davacının, haciz ile satıştan önce dava konusu taşınmazda kiracı olduğu ve bu durumun davalı tarafça bilindiği kanıtlanmış olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, davanın kabulü ile; Davacının Kiriş Villa Park, Khimaria 12 CE numaralı villada 14/05/2001 tarihinde imzalamış olduğu mülk kullanım (devre tatil) sözleşmesi kapsamında hak sahibi olduğunun, Khimaria 12 CE numaralı villanın yapım bedelini ödediğinin, bu taşınmazda fuzuli şagil olarak bulunmadığının, bu taşınmazdaki tüm tesisleri kullanma hakkı bulunduğunun, 39 yıllık tatil devrelerinin sonuna kadar bu taşınmazı tahliye etmek zorunda olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)Davalının karar ve ilam harcına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Kiracılık sıfatının tespiti davası yönünden bir yıllık kira parası olan 5.460 TL üzerinden yatırılması gereken 372,97 TL karar ve ilam harcından yargılama sırasında tamamlatılan 95 TL harcın mahsubu suretiyle bakiye 277,97 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına karar verilmesi gerekirken bundan zühul edilerek 35,90 TL harcın davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru değildir.
Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve “hakimin takdir yetkisi kapsamında” kalmadığından; hükmün, HUMK’nun 438/7, C2 hükmü ve 6100 Sayılı HMK 370/2 ek 3/1 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 35,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 372,97 TL harçtan tamamlama harcı ile alınan 95 TL’den mahsubu ile eksik 277,97 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, ” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.