Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/7898 E. 2019/382 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7898
KARAR NO : 2019/382
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali ve tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı … yönünden reddine, davalı şirket yönünden itirazın iptali isteminin kısmen kabulüne ve kiralanandan tahliyesine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kiracının 2004 yılı Mart, Nisan ve Mayıs ayları kira bedellerini süresinde ödemediğini, kira sözleşmesinin hususi şartlar 4.maddesi gereğince devam eden aylara ait kira bedellerinin muaccel hale geldiğini, davalıların takipten sonra yalnızca bir aylık kira bedeli 2.898 TL ödediğini, ödenen bu miktarın takip konusu alacaktan mahsup edilerek dava açıldığını, kiracının tacir olup muacceliyet şartının geçerli olduğu, kefilin kefaletinin, müştereken ve müteselsilen kefalet olduğunu belirterek davalı kiracının icra takibine itirazının 27.245,10 TL üzerinden iptaline, takibin devamına, takibe konu sözleşmenin iptali ile kiralananın tahliyesine, davalı kefil …’in itirazının kefalet miktarı olan 23.000.-TL üzerinden iptali ile takibin devamına, ayrıca her iki borçlunun ödemekle sorumlu olduğu asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, tüm kira ödemelerinin eksiksiz yaptığını, TBK’nın 583 ve 584 maddesi gereği davalı …’ın kefaletinin geçersiz olduğunu, hem sözleşme faizi hem de yasal faiz talep edilmesinin yasal olarak mümkün olmadığı, faiz oranlarını kabul etmediklerini beyanla davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, mevcut kefalet sözleşmesinin TBK’nın 583. maddesinde belirtilen şartları taşımaması nedeniyle adi kefalet hükmünde olduğu, Borçlar Kanununun 585. maddesi hükmüne göre de adi kefalette alacaklının, borçlu aleyhine yapılan takibin sonucunda kesin aciz belgesi almadan kefili takip edemeyeceği gerekçesiyle davalı kefil … yönünden davanın reddine, davalı … Yapım Reklam ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti. yönünden davanın kısmen kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün 2014/13365 Esas Sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek sureti ile 23.022 TL asıl alacak, 116,64 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.138,64 TL. üzerinden takibin devamına, davacının
fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden % 20 icra inkar tazminatın davalı … Film Yapım Reklam ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, temerrüt nedeniyle davalı kiracının, kiralanandan tahliyesine karra verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01/02/2010 başlangıç tarihli ve 11 ay süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesini davalı … müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.03.2006 gün ve 2006/6-78 Esas, 2006/88 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, yazılı şekilde düzenlenmiş, süresi ve ödenecek kira paralarının miktarı açıkça gösterilmiş bir kira sözleşmesini kiracının kefili sıfatıyla imzalayan kişi; sözleşmede gösterilen kira süresi boyunca kefil sıfatıyla kiraya verene karşı sorumludur. Zira, böylesi bir durumda, kefilin sorumluluğu süre ve miktar itibariyle belirlidir. Uzayan kira süresi bakımından kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için; öncelikle bu hususun sözleşmede kararlaştırılmış olması, bunun yanında, kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağının açıkça gösterilmiş olması gerekir. Ne kadar uzayacağı belirsiz bir kira süresine ilişkin olan ve kefili sınırsız bir sorumluluk altına sokan sözleşme hükümleri geçerli değildir.
Olayımızda; sözleşmenin hususi şartlar bölümünün, müşterek ve müteselsil kefil başlıklı kısmında, kefilin mali sorumluluğunun 20.000-TL ile sınırlı olacağı ve kefalet sorumluluğunun altı yıl süre ile devam edeceği belirtilmiştir. Sözleşmede açıkça kefilin ne kadar süre ve miktar ile sorumlu olduğu belirtildiğinden sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun ilgili hükümleri gereğince kefaletin geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Davacı alacaklı, 14.05.2014 tarihinde başlattığı icra takibinde, davalı kefilin sorumluluğu altında bulunan döneme ilişkin ödenmeyen 2014 yılı Mart, Nisan ve Mayıs ayları kira bedelleri ile sözleşmenin hususi şartlar 4. maddesi gereğince muaccel hale gelen 2014 yılı Haziran ile Aralık aylarına ilişkin kira bedellerinin tahsilini istediğine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu ve davalı …’in de kefalet miktarı olan 20.000 TL üzerinden takibe konu kira alacağından sorumlu tutulması gerektiği nazara alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, TBK’nın 583 ve 585. maddesinde yer alan şartların gerçekleşmediğinden bahisle davanın davalı … yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.