Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/7885 E. 2019/4559 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7885
KARAR NO : 2019/4559
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

MAHKEMESİ : AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki eşya alacağı – katkı payı alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; düğünde kendisine hediye edilen ziynet eşyaları ve ev eşyalarının davalıda kaldığını iddia ederek aynen iadesi olmazsa bedelinin tahsili ile evlilik birliği içerisinde alınan aracın ½ hissesinin kendi adına tesciline karar verilmesini, bunun yanında 20.000 TL’de yoksulluk tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece: “16/01/2015 tarihindeki eşya bilirkişi raporunda belirtilen eşyaların (yatak odası takımı, avizeler, perdeler ve mutfak dolapları) davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedelinin yarısı olan 2.225,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dava konusu araç için geçerli olan 1.865,25 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının ziynet alacağı talebinin REDDİNE,
Davacının 20.000,00 TL’lik yoksulluk tazminatı talebinin 4787 sayılı kanunun 4. Maddede belirtilen Aile Mahkemelerinin görevi kapsamında kalmadığı, TK. ve genel hükümlerden kaynaklanan alacak talebi olduğu kanaati ile bu dosyadan tefriki ile resen ayrı bir esasa kaydına ve tensip ile görevsizlik kararı verilmesine”, karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır.
Biçim koşullarının getirilişindeki amaç, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
Somut olayda mahkemece, hükmün birinci bendinde; hem eşya bilirkişi raporunda belirtilen eşyaların (yatak odası takımı, avizeler, perdeler ve mutfak dolapları) davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine karar verilmiş, hem de tamamının aynen iadesine karar verilen eşyalar için aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedelinin yarısının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, böylece hüküm; kendi içinde çelişki oluşturacak şekilde kurulmuştur.
Karar bu haliyle infazı kabil nitelikte değildir.
O halde mahkemece; infazda tereddüte yol açmayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken, bu yön gözetilmeksizin, kendi içinde çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.