Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/7873 E. 2019/5050 K. 28.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7873
KARAR NO : 2019/5050
KARAR TARİHİ : 28.05.2019

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalının, davacıya ait işyerini haksız işgalci olarak kullandığını, 2009 yılı Haziran- Ekim dönemi ile 2010 yılı Şubat- Haziran dönemi için ecrimisil ve gecikme zammı borcunun tahsili için takip başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının 2009 ylı ecrimisil bedeline ilişkin daha önce talepte bulunduğunu, takibin mükerrer olduğunu, dava konusu taşınmazı kiracı sıfatıyla kullandığı ve tüm kira bedellerini ödediğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 22/01/2013 tarihli karar ile davalının dava konusu iş yerinde haksız işgalci değil, kiracı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2013/5109 Esas, 2013/15668 Karar sayılı ilamı ile “Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve Belediyeler 2886 Sayılı Yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın 6570 Sayılı Yasaya ya da Borçlar Kanununa tabi olup olmadığına bakılmaksızın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilirler. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/13-671 Esas, 2010/696 Karar sayılı içtihadında da bu husus benimsenmiştir. Somut olaya gelince; 2886 Sayılı Yasanın 75. maddesi kiralananın 2886 Sayılı Yasaya göre kiraya verilmesi halinde uygulanır. Bir başka deyişle belediyelerin yaptıkları bütün kira sözleşmelerine bu madde uygulanmaz. Ne var ki dosya kapsamından taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kiralananın 2886 Sayılı Yasaya göre kiraya verilip verilmediği anlaşılamamaktadır. Mahkemece yapılacak iş yukarıda açıklanan ilkelere göre davacı tarafından davaya konu kiralananın 2886 Sayılı Yasa uyarınca kiraya verilip verilmediğine dair araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde taşınmazın 6570 Sayılı Yasa kapsamında kaldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. ” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, taşınmazın 2886 sayılı Yasaya göre kiraya verildiği belirtilerek davanın kısmen kabulü ile … İcra …nün 2011/5910 E sayılı dosyada 8.125,00 TL asıl alacak için yapılan itirazın iptaline, bu miktar üzerinden takibin devamına, asıl alacak miktarı üzerinden davalı tarafın %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Davacı 01/08/2011 tarihinde başlattığı icra takibinde Haziran-Ekim 2009 dönemi ile Şubat-Haziran 2010 dönemi ecrimisil bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacının, daha önce 2009 yılına ait ecrimisil bedeli için Hatay 3. İcra Müdürlüğünün 2010/6822 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, 2009 yılına ilişkin mükerrer talepte bulunduğunu ileri sürmüştür. Bahsi geçen takip dosyasına yapılan itirazın iptali istemiyle açılan davada, Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, 2015/675 Karar sayılı kararı ile 2006-2009 yılları ecrimisil bedeline ilişkin hüküm kurulduğu görülmüştür. Bu durumda Mahkemece, sözü edilen takip dosyası ile dava dosyası incelenerek 2009 yılı ecrimisil bedeline yönelik mükerrer talep olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3-) İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebi ecrimisil istemine ilişkin olduğuna göre davalı tarafından hesaplanabilir ve likit bir alacağın söz konusu olmadığının kabulü gerekir. Bu itibarla; takip konusu alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.