Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/7742 E. 2019/46 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7742
KARAR NO : 2019/46
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil-vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar …, … ve … vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dedesi olan murisin düzenlediği vasiyetname ile kendisine altı tane taşınmaz bıraktığını, anılan bu taşınmazların murisin yasal miraşçıları adına tapu sicilinde intikalinin yapıldığını ileri sürerek taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile kendisi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir .Davalılardan … , davayı kabul ettiğini belirtmiştir.Davalılardan … , … ve … , bağlantı nedeni ile bu dava ile birleştirilen davada, murisin ehil olup olmadığı konusunda rapor alınmadığını, baskı altında vasiyetname düzenlediğini, okur yazar olduğu halde vasiyetname düzenlenirken parmak bastığını, vasiyetnamenin açılması davası sırasında kendilerine vasiyetnamenin tebliğ edilmediğini ileri sürerek vasiyetnamenin iptaline, olmaz ise tenkise karar verilmesini talep etmiştir .
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş ,hüküm davalılardan … , … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Fiil ehliyeti yokluğu; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hâkimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.Hele fiil ehliyetinin nisbi bir kavram olması, kişiye, eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kuruluşu olan Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da zorunlu kılmaktadır. Esasen TMK. nun 409/2. maddesinde de, akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceği hüküm altına alınmıştır.Şu durumda, ehliyetsiz olduğu ileri sürülen mirasbırakanın vasiyetname tarihine yakın günlerde ve sonrasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurularak varsa doktor raporları, hasta müşahede kâğıtları ve film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi, sonrasında işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerekmektedir. O halde mahkemece, davacı tarafın tüm delilleri toplanarak, ehliyetsizlik iddiası yönünden, işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması suretiyle bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.