Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/7402 E. 2019/11 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7402
KARAR NO : 2019/11
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava konusu TOKİ konutlarında 17/07/2010 ve 23/07/2010 tarihlerinde gerçekleştirilen kontrollerde abonesiz kaçak su kullanılması nedeniyle davalı yönetim kurulu hakkında kaçak tutanağı tanzim edilerek tahakkuk işlemi yapıldığını, zararın tazmini talebiyle noter aracılığıyla çekilen ihtarnameye rağmen davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek, 95.371,19 TL tutarındaki alacağı temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı; site idaresini TOKİ geçici site yönetiminden 01.04.2011 tarihinde devir aldığını, devir sözleşmesinde geçici site yönetiminden sadece yasal olan borç ve alacakların devralındığının düzenlendiğini, ayrıca tutanaklar üzerinde yapılan düzeltme işlemine tarih ve paraf atılmadığından hukuki geçerliliklerinin bulunmadığını, tutanaklara konu sayaçların her blokun ana dağıtım sayaçları olduğunu bu sayaçlar için kaçak kullanım tutanağı düzenlenemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davalı site yönetimindeki konutların Toplu Konut İdaresi tarafından yapılıp ilgili hak sahiplerine teslim edildiği, inşaatın yapım aşamasında ve konutlar ilgililerine teslim edilip site yönetimi oluşturulmadan bu konutlarda abonesiz su kullanıldığı, site yönetiminin ilk olarak 03/03/2011 tarihinde Toplu Konut İdaresi gözetiminde oluşturulup 01/04/2011 tarihi itibariyle resmi olarak konut alıcılarına devredilmiş olduğunun TOKİ İdaresinin 06/02/2013 tarihli yazılarıyla sabit olduğu, davalı site yönetiminin konutların hak sahiplerine teslim edilmeden önce ve site yönetimi oluşturmadan önce bu konutlarda ve inşaatlarında kullanılan ve 17/07/2010 ve 23/07/2010 tarihli tutanaklar ile belirlenen abonesiz su bedelinden sorumlu olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm Dairemizin 07.06.2016 gün, 2016/7440 E, 2016/9132 K sayılı ilamı ile” dava konusu
tutanak tarihlerinde TOKİ konutları idaresinden geçici site yönetiminin sorumlu olduğu, konutların hak sahiplerine tesliminden ve geçici site yönetiminin oluşturulmasından sonra tutanakların tanzim edildiği ve davalının söz konusu tutanaklar nedeniyle sorumlu olduğu bu haliyle mahkemece söz konusu tutanaklar nedeniyle davacının alacaklı olduğu miktarın bilirkişi heyeti marifetiyle belirlenip sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı ” belirtilerek bozulmuştur.Bozma sonrası mahkemece yapılan yargılamada; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmış ve bu rapora dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme dosyası içinde bulunan 17/07/2010-23/07/2010 tarihleri arasında kaçak su kullanımının tespit edilmesi ile dava konusu tutanakların tutulduğu ve TOKİ tarafından davacı kuruma yazılan 24/11/2010 tarihli yazıda yüklenici firmanın tutanaklar ile ortak mahalleri site yönetimine 16/05/2010 tarihinde teslim ettiği ve tutanaklara ilişkin kaçak su tahakkuk özetlerindeki gecikme zammı hesaplama tarihinin 02/03/2012 olduğu ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 94.064,96 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kaçak su kullanımı iddiası ile tahakkuk ettirilen bedellerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının tüm, davalı tarafın aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) 6100 sayılı HMK’nun 266.maddesi hükmü uyarınca; çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.Mahkeme dosyasına sunulan ve elektrik mühendisi ve hukukçu bilirkişi tarafından hazırlanan ilk bilirkişi raporunda; dava konusu tutanaklardan, toplamda 17.435 m3 su tüketimi yapıldığı 70.508,10 TL olacağı, gecikme ücretinin 22/02/2012 son ödeme tarihinden dava tarihi olan 13/06/2012 tarihi arasındaki dönem için 3.685, 22 TL gecikme ücreti alınacağı ve gecikme ücreti KDV’si ile birlikte toplam borcun 74.856,66 TL olduğu belirtilmiş, tarafların rapora itirazı üzerine yeni hazırlanan raporda ise; raporun değiştirilmesini gerektiren bir husus olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Tarafların yeniden itirazı üzerine mahkemece bu defa Makine Mühendisi ve SMMM bilirkişiden oluşan heyetten bilirkişi raporu alınmış, raporda ve taraflarca itiraz üzerine alınan ek raporda; davacı yönünden 16.05.2010 tarihi ile 20.07.2010 tarihleri dikkate alındığında dava tarihi itibariyle toplam alacağın 79.430,90 TLolacağı 16.05.2010 tarihi ile 23.07.2010 tarihleri dikkate alındığında dava tarihi itibariyle toplam alacağın 7.171,63 Tl olacağı yönünde görüş bildirilmiştir. Rapora karşı davacının itirazında; 17/10/2017 tarihli 85760 sayılı tutanağa istinaden yapılan tüketim miktarı hesabında hata yapıldığı 508 m3 tüketim yerine 1377 m3 üzerinden hesap yapıldığı ayrıca 28/04/2011 tarihinde 86151 sayılı kaçak tutanağına konu tüketimin 370092 nolu dekontla ödenmesine rağmen hesaba katıldığı, toplam su tüketim miktarının 17.435 m3 olup, gecikme faizi 96.312,02 TL 08/06/2017 tarihi itibariyle 166.735,15 TL olduğu hususlarını ifade ettiği görülmüştür. İtiraz üzerine alınan ek raporda davacının sorumluluğunun 16.05.2010 tarihi ile 23.07.2010 tarihleri arasında olacağının kabulü halinde 85760 sayılı tutanak dolayısıyla 508 m3 üzerinden 2.711,16 TL alacağının olacağının belirtildiği, davalının bu rapora itirazında ise; 85760 sayılı tutanak için yapılan hesaba itirazları olmadığı, diğer tutanaklar içinde hesaplamanın düzeltilmesi ve sadece 16.05.2010 tarihi ile 20.07.2010 tarihleri nazara alınarak geçici site yönetiminin harcadığı 2 aylık tutarın belirlenmesi gerektiğini beyan etmiştir. Davacı ise davaya konu kaçak tutanakları nedeniyle 11.04.2012 tahakkuk tarihli toplam alacak bedelinin 95.371,19 TL olduğunu belirtmiş, aynı bilirkişi heyetinden alınan ikinci ek rapor ile, davalının borçlu olacağı tutara ilişkin üç farklı hesaplama yapıldığı mahkemece bu hesaplamalardan tüm kaçak tutanaklarının dikkate alındığı ve 85760 sayılı kaçak tutanağı nedeniyle kullanımın 1.377 m3 olarak hesaba katıldığı görüşe itibar edilerek ve işlemiş faiz yönünden ise; tutanak tarihleri belirtilmek suretiyle kaçak tutanaklarına ilişkin taahhütlü ödeme ihbarnamesinin davalıya tebliğ edildiği 07.02.2012 tarihinden itibaren tanınan 15günlük ödeme süresi bitim tarihi olan 02/03/ 2012 tarihine kadar işlemiş gecikme zammı hesabına göre karar verildiği anlaşılmıştır.Oysa; taraflar 85760 sayılı kaçak tutanağına konu tüketim miktarının 508 m3 olduğu hususunda uzlaştıkları gibi gecikme zammı hesabında sürenin başlangıcı ve sonuna ilişkin bilirkişi raporlarındaki çelişki giderilmeksizin hükme esas alınan ikinci ek rapora karşı tarafların itirazları ve beyanları nazara alınmaksızın karar verildiği görülmektedir. Bu itibarla, mahkemece 85760 sayılı kaçak tutanağı yönünden 508 m3 tüketim miktarı üzerinden yapılan hesaplama gözetilerek ve gecikme zammı yönünden ise bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek nitelikte ilgili mevzuat hükümleri açıklanmak suretiyle yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması suretiyle hüküm tesisi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.