Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/7175 E. 2019/140 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7175
KARAR NO : 2019/140
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı Bakanlık dava dilekçesinde, özetle; … Defterdarlık Makamının oluruna istinaden yapılan idari denetim sonucunda düzenlenen raporda, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi için Başhekim yardımcıları kadro standardının yanlış uygulanması nedeniyle, başhekim yardımcısı olan davalı …’a fazla ödeme yapıldığını; diğer davalıların da bu ödemeyi gerçekleştiren harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisi olduğunu, bu kapsamda her üç davalının bu fazla ödemeden sorumlu bulunduklarını ileri sürerek; toplam 15.481,93 TL kamu zararının ödeme tarihlerinden itibaren işlemeye başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde; … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yatak kapasitesinin 530 olduğunu, deprem güçlendirmesinden kaynaklı olarak yapılan tadilat sebebi ile yatak kapasitesinin geçici olarak düşürüldüğünü ve geçici olan bu durumun kadro sayısını etkilemeyeceğini; döner sermaye ödeme payı belirlenirken, fiilen çalışan başhekim yardımcısı sayısının dikkate alınması gerektiğini; Bakanlıkça 13.04.2009 tarihine kadar hastane başhekim kadro sayısının 7, … Polikliniği’nin hastaneye bağlanması ile birlikte ise bu sayının 8 olduğunu; oysa, raporda 6 başhekim yardımcısı üzerinden eksik hesap yapıldığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 27.06.2011 tarihli dilekçesinde ise; 530 olan yatak sayısının Sağlık Bakanlığı’nın 13.04.2009 tarihli yazısı ile 338’e düşürüldüğünü, oysa davaya dayanak teşkil eden idari raporda fazla ödemeye dair hesaplamaların bu tarihten öncesini de (2009 yılının Ocak, Şubat, Mart aylarınıda) kapsadığını belirtmiştir.
Diğer davalılar, cevap dilekçesi sunmamış; devam eden aşamalarda ise, bilirkişi raporlarına sundukları beyan dilekçeleri ile davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 15.481,93 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm Dairemiz 2014/19891 E 2015/15117 K sayılı kararı ile “…mahkemece; kadro durumuna esas olmak üzere, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 530 olan yatak sayısının net olarak hangi tarihte düşürüldüğüne ve bu hastaneye bağlandığı belirtilen semt polikliniğinin de hangi tarihte hastaneye bağlandığına dair kayıtları içeren bilgi ve belgeler celbedilerek, deliller tam olarak toplandıktan sonra, gerekirse yeniden konusunda uzman ehil bilirkişi incelemesi yaptırmak veya bilirkişiden ek rapor alınmak sureti ile; Sağlık Bakanlığına Bağlı Kurum ve Kuruluşlarda Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelik hükümleri çerçevesinde, ilgili hastanede 2009 yılı Ocak-Aralık aylarına ilişkin olarak, baştabip yardımcısı kadro sayısının, hangi tarihte kaç olması gerektiği ve buna göre de fazla ödeme yapılıp yapılıp yapılmadığı hususunun tespit edilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; … Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yatak sayısının azaltılması buna bağlı kadro standartlarının değiştirilmesi ve bunun gibi hususların hastane yönetimiyle ilgisinin olmadığı, diğer taraftan davalıların gerçeğe aykırı beyanda bulunmadıkları da söz konusu olduğundan benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davalılardan iadesini talep edebileceği alacak bulunmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece bozmaya uyma kararı verilmiş ise de; bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.)
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece uyma kararı verilen bozma ilamında da belirtildiği üzere davacı tarafça hatalı ve yersiz ödeme yapıldığı iddia edilerek, fazladan ödendiği ileri sürülen bedelin davalılardan tahsili talep edilmekte olup, sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda değerlendirme yapılmalıdır. Yukarıda da açıklandığı üzere mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği takdirde artık mahkemece bozma ilamına uygun yargılama yapılarak karar verilmesi ve bilirkişi tarafından da yine bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılarak rapor hazırlanması gerekir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ve bozma ilamında uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği açıkça ifade edilmesine rağmen mahkemece buna ilişkin değerlendirme yapılmamıştır. Yine hükme esas alınan bilirkişi raporu, bozma ilamında belirtilen hususları karşılamakta yetersiz olup, davalı …’a ne kadar ödeme yapıldığı,
yatak sayısının düştüğü tarih ile semt polikliniğinin hastaneye bağlanma tarihleri esas alındığında hangi tarih ve dönemde kadro standardının ne olduğu, Sağlık Bakanlığına Bağlı Kurum ve Kuruluşlarda Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelik doğrultusunda yapılması gereken ödemenin ne kadar olduğu, fazla ödeme yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa ne kadar yapıldığı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli şekilde hesaplanmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş; bozma ilamına uygun şekilde denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu aldırarak, sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalıların davacının talep ettiği bedelden sorumlu olup olmadığı konusunda değerlendirme yapmak ve sonucuna göre karar vermek olmalıyken, bozma gerekleri yerine getirilmeyerek, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak, karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.