Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/7154 E. 2018/12073 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7154
KARAR NO : 2018/12073
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulmakla, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili tarafından açılan davada; davacının iki çocuğu ile birlikte annesinin yanında geçici olarak yaşadıklarını, dava konusu aboneliğin ise dava dışı annesi … adına kayıtlı olduğunu, davalı kurum görevlilerinin elektrik saatinin bozuk olmamasına rağmen söküp götürdüklerini, daha sonra da kendisi adına kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirdiklerini, abonelikte oturmadığını ve bu yerde elektrik tüketmediğini ileri sürerek borçlu olmadığının tesbiti ile davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının abone olmadığını bildirerek haksız açılan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verildiği ve kararın kesin olduğu anlaşılmıştır. Hükmün davalı vekilinin talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Kanun Yararına Bozulması istenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altındaki 27. maddesinde “(1) Davanın tarafları müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
(2) Bu hak;
(a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
(b) Açıklama ve ispat hakkını,
(c)Mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir” hükmüne yer verilmiştir. Yine aynı Kanunun ”Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi” başlığı altındaki 31.maddesinde “(1) Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” denilmektedir.
Somut olayda, mahkemece; davalı şirket ve diğer kurumlara yazılan müzekkerelerde davacının soyadının yanlış yazıldığı, hatta mahkeme kararının karar başlığında da davacının isminin yine … olarak yazılmış olduğu, ilgili yerlere yazılan müzekkerelerde de T.C. Kimlik numarasının bulunmadığı gibi davalı şirketin kayıtlarında … adına borçlu ve kaçak elektrikten işlem yapılan birisi olmadığından bu şahsın borcu olmadığı ve hakkında işlem yapılmadığı cevapları verilmiş olduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise, kaçak elektrik kullanımının tesbit edilmiş olduğu belirtilmesine karşın mahkemece kaçak elektrik kullanıcısının tereddüde yer vermeyecek şekilde davacı olduğu tespit edilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Kanun Yararına bozma isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Kanun Yararına Temyiz talebinin kabulü ile Islahiye Asliye Hukuk Mahkemesinin anılan kararının Kanun Yararına Bozulmasına (sonuca etkili olmamak üzere) bozma kararının HMK’nın 363/3 maddesi gereğince Resmi Gazetede yayınlanmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 27.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.