Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/7111 E. 2018/12584 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7111
KARAR NO : 2018/12584
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki …… davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, Mehmet ve …’in müşterek çocuğu …… Giyik’in………… ……… Giyik’in babası ,diğerlerinin de kardeşi olan …’in 23/10/2011 tarihinde …… ilçesinde meydana gelen …… sırasında davalılardan ……… ve …’ın müşterek işlettikleri ve sahibi oldukları …… ve içinde aynı zamanda işletmesini yaptıkları …… bulunduğu sırada ……nın tamamen yıkılmasıyla ……… altında kalarak yaşamını yitirdiğini ileri sürerek, 30.000,00 TL maddi, 905.000,00 TL …… ……ın 23/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan ……… ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar,meydana gelen ……de yıkılan yapının kendilerince yapılmadığını ve herhangi bir sorumluluklarının olmadığını,bu yapının zamanın şartlarına uygun yapıldığını,bu ……da belirtildiği gibi kahvehane işletmediğini, giriş katında …………ı bulunduğunu, iş yerinde …… ……inde kimsenin bulunmadığını, taleplerin …… olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece,her ne kadar duruşmada tanıklar dinlenmiş ve beyanlarında vefat eden …’in ……… ……ından çıktığını beyan etmiş iseler de, …… ……… Başsavcılığının 2012/272 soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, ……… ……ı ile ilgili yapılan soruşturma kapsamında … ismine rastlanmadığı görüldüğünden müteveffanın ……… ……ında öldüğünün tam olarak davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava; …… nedeniyle davacıların yakınlarını kaybetmelerinden kaynaklı maddi ve …… …… istemine ilişkindir.
…… mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi hükmünde, “……, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için …… hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, …… mahkemesinde verilen beraat kararı ile de bağlı değildir.
Bundan başka …… mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk ……ini takyit etmez.” denilmektedir. Aynı düzenleme yeni Türk Borçlar Kanununun 74.maddesi hükmünde de “……, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, …… hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, …… …… tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, …… ……nin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk ……ni bağlamaz.” şeklinde önceki kanuna paralel şekilde düzenlenmiştir.
Yukarıda geçen açık hüküm karşısında, …… mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk ……ini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk ……inin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Öğreti ve uygulamada hukuk ……i, maddi olaylara ve özellikle fiilin hukuka aykırılığına ilişkin olarak …… ……i tarafından yapılan tespitlerle bağlıdır. Hukuk ……inin …… mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlılığının ölçüsü; beraat kararında suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak, delilleriyle tespit edilip edilmediğidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında;davacıların yakını olan …’in 23/10/2011 tarihinde … ili,…… ilçesinde meydana gelen …… neticesinde hayatını kaybettiği dosya kapsamı ile sabittir.Mahkemece her ne kadar …… ……… Başsavcılığının 2012/272 soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, ……… ……ı ile ilgili yapılan soruşturma kapsamında … ismine rastlanmadığı görüldüğünden müteveffanın ……… ……ında öldüğünün tam olarak davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de,davacıların yakınının davalılara ait …… ………ından çıkarıldığına dair dosya kapsamında yer alan tanık beyanlarının da bulunduğu,davacıların yakını olan müteveffa …’in …… ……… Başsavcılığı’nın 2012/271 soruşturma no’lu dosyasında yer aldığı,bu soruşturma neticesinde ise …… …… …… Mahkemesi’nin 2014/108 Esas sayılı dosyasında sanıklar ……… Aydınoğlu ve………Delibaş hakkında taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan kamu davası açıldığı,mahkemece yapılan yargılama neticesinde ise,sanıklardan………Delibaş hakkında ……nın mülkiyetini miras yolu ile kazandığı,……nın sağlamlığını kontrol ettirme noktasında bir yükümlülüğünün olmadığı ve bu nedenle ……i sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle beraat kararı verildiği;diğer sanık … Aydınoğlu’nun ise neticeten 108.000,00 TL adli para ……sı ile ……landırıldığı ve söz konusu dosyanın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Eldeki davada uyuşmazlık,davacıların yakını …’in nerede öldüğünün açık ve net bir şekilde belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.Bu noktada ise,dosya kapsamında bilgisine başvurulan ve davacıların yakınının davalılara ait ……nın ………ından çıkarıldığını gördükleri yönünde beyanda bulunan tanıkların olduğu ve …… …… …… Mahkemesi’nin 2014/108 Esas sayılı dava dosyasında verilen kararın da henüz kesinleşmediği dikkate alındığında, söz konusu …… dava dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca mahkemece, yukarıdaki açıklamalara ……en …… …… …… Mahkemesi’nin 2014/108 Esas sayılı dava dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde davacı yönünden karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.