Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/6972 E. 2018/12058 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6972
KARAR NO : 2018/12058
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde … dışındaki taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, imar uygulaması nedeni ile adına kayıtlı 12 ada 69 parsel sayılı taşınmazın 636 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğunu, bitişik 636 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ise üzerinde ağaçlarının bulunduğu bölümün verildiğini, zararını tespit ettirdiğini ileri sürerek şimdilik 27.858.00.-TL dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davayı ve tespiti kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir .
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.101,70 TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan Nurtekin dışındaki taraflarca temyiz edilmiştir .
1-) Dava; İmar Kanunu madde 18 gereği, imar uygulaması sonucu, davacıya ait ağaçların davalılara ait parselde kalması nedeniyle davalıların sebepsiz zenginleştiğinden bahisle ağaç bedellerinin tahsili istemine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
3194 sayılı İmar Kanunu madde 18/8-9. fıkralarında’’Üzerinde bina bulunan hisseli parsellerde, şüyulanma sadece zemine ait olup, şüyuun giderilmesinde bina bedeli ayrıca dikkate alınır.
Düzenleme sırasında, plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapı, ancak bir imar parseli içinde bırakılabilir. Tamamının veya bir kısmının plan ve mevzuat hükümlerine göre muhafazası mümkün görülemeyen yapılar ise, birden fazla imar parseline de rastlayabilir. Hisseli bir veya birkaç parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri, ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şüyuu giderilmedikçe bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur.’’ düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıda ifade edilen yasa hükmü ve Yerleşik Daire uygulamamız da gözetildiğinde, İmar Kanunu’nun 18/8. maddesi uyarınca bedeli talep edilemeyecek muhdesatların yalnız bina niteliğini haiz olanlar olduğu açıktır. Davaya konu edilen ağaçlar ise, İmar Kanununun 18/8 maddesi uyarınca bina kavramı içerisinde değerlendirilemeyeceğinden davaya konu edilen ağaç bedellerinin davacı tarafından talep edilebileceği kuşkusuzdur .
Somut olayda, davacının taşınmazının ağaçlarının yeraldığı bölümünün imar uygulaması nedeni ile davalıların taşınmazına eklendiği uyuşmazlık konusu değildir . Ancak davalıların anılan taşınmazının tapu kaydı incelendiğinde niteliğinin arsa olduğu , 1094/1114 payının davalıların murisi … ‘a , 20/1114 payının ise … Belediyesine ait olduğu anlaşılmaktadır . Bu durumda bilirkişi raporunda hesaplanmış olan bedelin tümünden taşınmazın tamamının maliki olmayan davalıların sorumlu tutulmaları isabetli olmamıştır .
Mahkemece, bilirkişiden ek rapor hazırlaması istenilerek davalıların davaya konu ağaçlar nedeni ile taşınmazdaki pay oranına göre zenginleştikleri miktarın belirlenmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davalıların taşınmazın tek maliki oldukları düşünülerek hazırlanan bilirkişi raporunun hükme dayanak alınması bozmayı gerektirmiştir .
2–) Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir .
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.