Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/6803 E. 2019/230 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6803
KARAR NO : 2019/230
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; yaklaşık 20 dönüm büyüklüğünde muz serasının kiracısı olduğunu, bahse konu muz serasının bulunduğu yerde, 19.01.2012 tarihinde elektrik direğinin devrilmesi sonucu elektrik tellerinin birbirine değerek yüksek ark oluşturması neticesinde yangın çıktığını, yangının hızlı bir şekilde yayılmaya başladığını ve muz serasına da ulaşarak seranın belli kısımlarında yanmaya neden olduğunu, yanma neticesinde sera naylon örtüsünün yok olması neticesinde, sabaha karşı oluşan don olayı sebebiyle sera içerisindeki muz bitkilerinde donma meydana geldiğini, mahkemece aynı gün yangın olayının gerçekleştiği muz serasının olduğu yerde teknik bilirkişiler ile birlikte zarar tespiti yapıldığını, yangın dolayısı ile serada meydana gelen zararın 21.070,00 TL olduğunun tespit edildiğini ve zirai don olayından kaynaklanan zararın tespit edilebilmesi için yirmi gün sonra yeniden bitkilerin görülmesi gerektiğinin beyan edildiğini, 15.02.2012 tarihli Ek rapor ile de Zirai don olayı nedeni ile 8.500,00 TL’lik bir ürün verim kaybı olduğu ve toplam zararın 29.570,00 TL olduğunun tespit edildiğini, yine 2012/1 D.iş sayılı Tespit Dosyasına Elektrik Mühendisi bilirkişi tarafından 31.01.2012 tarihinde verilen raporda da; yangının çıkış nedeninin ilgili muz serasının yakınında bulunan TRP 151 C9 No’lu Elektrik İletim Direğinin yıkılması sonucu, direk üzerindeki farklı fazlardaki iletim tellerinin birbirlerine dolaşıp temas etmesi sonucu yüksek kısa devre akımlarının oluşturduğu arklardan meydana gelen kıvılcımların zemindeki bitki örtüsünü tutuşturduğunun rapor edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak üzere 29.570,00 TL’nin zararın olay tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 23.02.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 36.320,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı; davalı kurumun olayın meydana gelmesinde kusuru olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 36.320,00 TL nin 19/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2015/15659 esas 2017/1249 karar sayılı 13/02/2017 tarihli ilamıyla;
“1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-….. Buna göre,elektrik İletim direkleri de maddede belirtilen imal olunan şey kapsamında olduğundan, elektrik İletim direklerinin sahibi bu tesisin korunmasından, bu bağlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz olarak sorumludur.
Dosya kapsamından,yerel mahkemece alınan hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sulama tesis sahibinin % 80, davalı İdarenin %10, Gören Elektrik Firmasının % 10 kusurlu oldukları açıklanmış,davacıların zararının 36.320.00 TL olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda, olay günü davalı kuruma ait TRP 151 C9 No’lu Elektrik İletim Direğinin yıkılması sonucu, direk üzerindeki farklı fazlardaki iletim tellerinin birbirlerine dolaşıp temas etmesi sonucunda yüksek kısa devre akımlarının oluşturduğu arklardan meydana gelen kıvılcımlar nedeniyle yangın başladığı, yangının hızla büyüyerek davacıya ait muz serasının bir kısmının yanmasına sebebiyet verdiği, davalı kurumun Elektrik İletim direklerinin bakımı ile birlikte hattın güvenliği için de gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğu, bu kapsamda yangına sebep olan elektrik iletim direklerinin çevresinde bulunan ve tehlike yaratan unsurların kaldırılması gerektiği gerekçesiyle, istenen zarardan davalının sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
…Buna göre, her ne kadar mahkemece, davacının, yangın nedeniyle oluşan tüm zararların davalı tarafça tazminine karar verilmiş ise de, zararın meydana gelmesinde ve artmasında davacının müterafik kusuru olup olmadığı, somut olayda müterafik kusur indirimi yapılıp yapılamayacağı hususu üzerinde hiç durulmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece; yangının ve zararın artmasında davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda gerekli değerlendirme yapılarak, TBK’nın 52/1.maddesi gereğince hesaplanan tazminat miktarından, davacının müterafik kusur indirimi yapılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş,” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; zararın sulama tesisi sahibinin kusurundan kaynaklanan kısmının davalıdan talep edilemeyeceği ancak ihbar olunan şirket ile davalı arasında mevcut elektrik nakil hattında ilişkin bakım sözleşmesi gereği davalının ihbar olunanın kusurundan da sorumlu olduğu ve müterafik kusur kapsamında sulama tesisi sahibinin kusuru oranında tazminattan indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7.264,00 TL nin 19/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- ) Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilememiştir. Şöyle ki, kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Dosyanın incelenmesinde; bozma ilamında yangının ve zararın artmasında davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda yapılacak değerlendirme sonucunda, TBK’nın 52/1.maddesi gereğince hesaplanan tazminat miktarından, davacının müterafik kusur indirimi yapılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği ifade edilmesine rağmen yargılama sırasında alınan fen bilirkişi raporuna göre, yangın çıktığı elektrik direği ile dava konusu taşınmazlar arasında 243 m uzaklık bulunduğunun belirlendiği, mahkemece ise davacıya ilişkin müterafik kusur nedenleri doğrudan araştırılmadan sulama tesisi sahibine verilen kusur oranının davacıya ait kusur olarak nitelendirildiği ve bu kapsamda yangının çıktığı yerdeki sulama tesisi sahibine atfedilen % 80 kusurun tamamı müterafik kusur olarak indirime gidildiği görülmektedir.
Ayrıca; birden çok kimsenin kusurları ile zarar vermeleri halinde B.K.nun 50, 51 ve 142. ( TBK md 162,163) maddelerine göre; zarara uğrayan, bu zararın tamamını müteselsil sorumluların hepsinden isteyebileceği gibi sadece bir veya birkaçından da isteyebilmektedir.
O halde, mahkemece; dava konusu zararın meydana gelmesinde ve artmasında davacının müterafik kusuru olup olmadığı, somut olayda müterafik kusur indirimi yapılıp yapılamayacağına ilişkin uzman bilirkişi heyetinden alınacak rapora göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3- Dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen, ancak daha sonra davalı kaydının maddi hata nedeniyle silinmesine karar verilen ve bozma öncesi ilk hükümde davalı olarak yer almayan …’ın temyize konu gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz talebinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.