Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/6800 E. 2018/13001 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6800
KARAR NO : 2018/13001
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki …… bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içerisinde tereke temsilcisi ve adı geçen davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, murisleri …… Pehlivan’dan intikal eden ………mahallesi……… sok. No: 135 …/… adresinde bulunan dükkanda davalıların 1990 yılından bu yana ……cı olduklarını, halen ödenen …… bedelinin aylık 1050.-TL olduğunu, şifahi talebe rağmen davalıların …… bedelini artırmadığını belirterek emsalleri karşısında düşük kalan …… bedelinin aylık net 10.000.-TL ‘ye artırılmasını istemişlerdir.
Davalılar, davalı … yönünden pasif husumet itirazında bulunmuş, son ödenen …… bedelinin 1300.-TL olduğunu bildirerek davanın süresinde açılmadığından reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün davacılar tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 24.11.2014 tarih, 2014/12133 Esas, 2014/12906 Karar sayılı ilamı ile, “…. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesi hükmü uyarınca terekeye görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilmesi gerektiği… ” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yeniden yapılan yargılamada, terekeye temsilci olarak … tayin ettirilerek, yargılama sonucunda Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu ……lananın aylık …… bedelinin 01.09.2013 tarihinden itibaren brüt 4.250.-TL ( net 3.400.-TL) olduğunun tespitine, davacı … ve …… Pehlivan yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm tereke temsilcisi ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 344.maddesinde ” Tarafların yenilenen …… dönemlerinde uygulanacak …… bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki …… yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli …… sözleşmelerinde de uygulanır. Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, …… bedeli, bir önceki …… yılının üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından, ……lananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenir. Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen …… sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni …… yılında uygulanacak …… bedeli, hâkim tarafından üretici fiyat endeksindeki artış oranı, ……lananın durumu ve emsal …… bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir. Her beş yıldan sonraki …… yılında bu biçimde belirlenen …… bedeli, önceki fıkralarda yer alan ilkelere göre değiştirilebilir.” hükmü bulunmaktadır . Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu 2.maddesinde geçmişe etkili olma başlığı altında “Türk Borçlar Kanunu’nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları gerçekleştirdikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun …… artışına ilişkin 344.maddesindeki düzenleme ……cıları koruyucu nitelikte olup, kamu düzenine ilişkindir. Ancak ……cının tacir olması durumunda 6217 Sayılı Kanunun geçici 2. maddesi gereğince bu kanun hükmü 8 yıl süreyle uygulanamaz.
Aynı kanunun 345. maddesinde “…… bedelinin belirlenmesine ilişkin dava her zaman açılabilir. Ancak, bu dava, yeni dönemin başlangıcından en geç otuz gün önceki bir tarihte açıldığı ya da ……ya veren tarafından bu süre içinde …… bedelinin artırılacağına ilişkin olarak ……cıya yazılı bildirimde bulunulmuş olması koşuluyla, izleyen yeni …… dönemi sonuna kadar açıldığı takdirde, mahkemece belirlenecek …… bedeli, bu yeni …… döneminin başlangıcından itibaren ……cıyı bağlar.”
“Sözleşmede yeni …… döneminde …… bedelinin artırılacağına ilişkin bir hüküm varsa, yeni …… döneminin sonuna kadar açılacak davada mahkemece belirlenecek …… bedeli de, bu yeni dönemin başlangıcından itibaren geçerli olur.” hükmüne yer verilmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, TBK.nun 345.maddesi bu tarihten sonra açılacak …… bedelinin tespiti istemlerinde uygulanır.
Somut olayda; Davacıların murisi …… Pehlivan ile davalı … arasında, dava konusu taşınmaza ilişkin 1990 yılından bu yana …… ilişkisi bulunduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosya arasında bulunan …… sözleşmesinde başlangıç tarihi belirtilmemiş, özel koşullar 4. maddesinde “…… müddeti bir yıl olup, sürenin bitiminde kanuni zam eklenecektir.” düzenlemesi mevcuttur. …… sözleşmesinde artış yapılacağı kararlaştırılmış olup artış maddesi nedeniyle TBK ‘nun 345/son maddesi gereğince …… dönemi sonuna kadar dava açılabileceği hususu tartışmasızdır.
HMK’nun 190. maddesi uyarınca ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davacılar …… ilişkisinin varlığından hareketle …… parasının tespiti isteminde bulunmuş olup bu açıdan …… ilişkisinin varlığını, …… sözleşmesinin başlangıç tarihini ve aylık …… bedelini ispat külfeti davacıya aittir. Davalı sunduğu cevap dilekçesinde 1990 yılından itibaren ……cı olduğunu kabul ettiğine göre ……nın hak ve nesafet koşulları çerçevesinde belirlenmesinde bir usulsüzlük yoktur. Ancak öncelikle taraflar arasındaki …… sözleşmesinin başlangıç tarihi, …… tespiti talep edilen dönem ve son dönem …… bedelinin belirlenmesi gerekir. Somut olayda davalının …… sözleşmesinin başlangıç tarihine karşı çıkmış olmasına davacının …… başlangıç tarihini yazılı belge ile kanıtlayamamasına göre …… başlangıç tarihinin tespiti hususunda davalının isticvabı sağlanmak suretiyle …… başlangıç tarihi ve süresinin tespit edilerek sonucuna göre …… bedelinin tesbitine karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre temyiz edenlerin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz edenlerin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.