Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/6538 E. 2018/13175 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6538
KARAR NO : 2018/13175
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalının ticarethane………si olduğunu, …… ettirilen 2002/09 ila 2005/01.dönem arası (……… esaslı ek ……lar) ……… tüketim bedellerinin ödenmediğini, ödenmeyen …… bedellerinin tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi ………una göre, davanın kısmen kabulü ile takibin 4.813,18 TL üzerinden devamına karar verilmiş, bu kararın davalı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 11.06.2015 gün, 2015/6865 E., 2015/10820 K. sayılı ilamı ile ” Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
…mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında ……… tarifeleri ile tüketim hesabı konusunda …… olan …… bilirkişilerin de aralarında bulunduğu üç kişilik …… bilirkişi kuruluna tevdii ile dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan tarifelerinin ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (……tan) her halükarda sorumlu olduğu, Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin ……… kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davacı için gecikme zammı ve faizden indirim sağlayacağı nazara alınarak ……… alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle, yetersiz bilirkişi ………u benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu ” belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; 06/11/2017 tarihli bilirkişi ………u doğrultusunda 26/09/2002 son ödeme tarihli ……ya göre yönetmelik hükümleri uyarınca elektriğin kesilmesi gereken tarihin 26/10/2002 tarihi olacağı bu tarih itibariyle ödenmemiş ……… borcunun işlemiş gecikme zammı ve KDV si ile birlikte 11.921,11 TL olduğu, bu tarihten sonra işleyen ……… ana borcunun ise 684,25 TL olduğu, elektriğin kesilmesi gereken tarihten sonrası için 684,25 TL asıl borca işleyen 956,68TL gecikme zammı ve KDV den %50 oranında ……… kusur indirimi yapılması gerektiği, davacının davalıdan toplam 13.083,70 TL alacaklı olduğu gerekçesi ile davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile mahkemenin 13/02/2014 tarihli ilk hükmü davalı yararına kazanılmış hak teşkil ettiğinden icra takibinin 11.946,16 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava, kaçak tespit tutanağına dayalı ……… bedellerinin tahsili amacıyla……… aleyhine başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
04.02.1959 tarih 13/5 sayılı Yargıtay ……… kararında vurgulandığı üzere; bozma kararına mahkemece uyulmuş olması taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir. Bu hakkı ne mahkeme ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Müktesep hakkın tanınması kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiştir.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir
Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde; davada, ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmemesi ve bozma kararına uyulması ile davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğduğunun kabulü gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece verilen ilk kararda 4.813,18 TL yönünden takibin devamına dair hüküm kurulmuştur. Kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin yukarıda gün, esas ve karar sayısı belirtilen ilamı ile karar bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi ………u doğrultusunda, bu defa 11.946,16 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
Oysa; bozma öncesi verilen ilk karar, sadece davalı tarafından temyiz edilmekle kabul edilen miktar davalı yönünden usuli kazanılmış hak oluşturur ve bozma sonrası verilen ikinci kararda bu miktardan daha fazlasına hükmedilemez.
Bu itibarla; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek mahkemece, bozma öncesi hükmedilen miktardan daha fazlasına karar verilemeyeceği gözetilerek, varılan sonuç dairesinde hüküm tesisi gerekirken, bozma sonrası ilk kararda belirtilen miktardan fazlasına hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.