Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/6514 E. 2018/13012 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6514
KARAR NO : 2018/13012
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin malzeme deposunda, 17.02.2012 tarihinde yangın çıktığını, depoda bulunan araç gereçlerle, yiyeceklerin yandığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla yanan malzeme bedeli olan; 104.763,10 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 17.09.2013 havale tarihli ıslah dilekçesinde; tespit olunan zararın tamamının davalıdan tahsili yönünde hüküm tesis edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; yangının meydana geldiği akşam şiddetli fırtına olduğunu, elektrik nakil hatlarının birbirine teması sonucu yangının çıktığını, yangının çıkışında müvekkiline atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, davacının yandığını iddia ettiği malzemelere ilişkin sunduğu faturaların gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 21.990,00 TL maddi tazminatın yangın tarihi olan 17.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Temyiz incelemesini yapan dairemizin 2015/16137 esas,2016/8576 karar sayılı ilamı ile “dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kuruluna tevdii ile dosyadaki raporlar arasındaki çelişkileri giderecek ve tarafların itirazlarını da karşılayacak şekilde Yargıtay denetime elverişli rapor alınarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlardan sonuncusuna dayanılarak, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğü” belirtilerek bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde, açılan davanın kısmen kabulü ile hesaplanan 22,024,98 TL maddi tazminatın; yangın tarihi olan 17/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davalı vekilinin tüm,davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
2-Dava; yangın nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
HMK’nın 279/2. maddesi gereğince; bilirkişi raporu Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabilir. Kural olarak bilirkişi raporu hâkimi bağlamaz. Hâkim raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme yaptırabilir.
Somut olayda; kusur durumuna yönelik olarak, bozma sonrası alınan 29/01/2018 tarihli raporda; …’ın %60,… Belediye Başkanlığı’nın %20, bina sahibinin %20 oranında kusurlu olduğu rapor edilmiş olup, mahkemece bu rapor benimsenerek hüküm kurulmuştur. Mahkemece, davacının tazmin edilmesi gereken zararının hesaplanmasında yangına sebep olan olayda davacının bina maliki olduğu belirtilerek %20 oranında kusur indirimi yapılmıştır. Oysa dosya kapsamından dava konusu mahalde ,davacının bina sahibi olmayıp, kiracı sıfatıyla bulunduğu anlaşılmaktadır
O halde yangına sebep olan olayda, davacıya atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle, her ne kadar mahkemece davacıya %20 oranında kusur atfedilmiş ise de, meydana gelen maddi zararın tamamından davalıların sorumlu tutulması gerekirken,davacı için takdir edilen tazminat miktarından kusur indirimi yapılması doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.