Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/6431 E. 2018/13188 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6431
KARAR NO : 2018/13188
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki …… tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar vedrildikten sonra; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, ……liği dava dışı kişiye ait meskende fiili …… kullanıcısı olduğunu, davalı tarafından haksız olarak …… dönem tahakkuku, ek tahakkuk ve …… …… ek tahakkuku adları altında toplam 11.685,06 TL talep edildiğini öne sürerek, davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi ……una göre, davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 9.531,38 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 14.11.2013 gün, 2013/12746 E., 2013/16004 K. sayılı ilamı ile ; ” Somut olayda, davacı hakkında düzenlenen …… …… tespit tutanağında, meskende sahte mühürlü sayaç ile …… …… kullandığının tespit edildiği belirtilmiştir. Davalı, 2007/08 dönemi için ek tahakkuk, 2008/12 dönemi için …… dönem tahakkuku, 2009/06 dönemi için …… dönem tahakkuku, 2009/11 dönemi için ek tahakkuk ve …… ek tahakkuku, 2010/01 dönem için …… dönem tahakkuku bedeli olarak toplam 11.865,06 TL tahakkuk yapmıştır. Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen ……da, 08.08.2007 ile 03.10.2009 arasındaki süre için davacının borcunun 1.299,53 TL olduğu açıklanmış, her bir dönem ve tahakkuk türü için ayrı ayrı hesaplama yapılmamış, mahkemece bu …… doğrultusunda karar verilmiştir. Dava konusu olan ve yukarıda açıklanan tahakkuk dönem ve türleri esas alınarak her bir dönem için ayrı ayrı hesaplama yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Bilirkişi ……u yetersiz olup, denetime elverişli değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece, davalının tahakuklarında belirtilen ve dava konusu olan tahakkuk dönemleri ve tahakkuk türleri esas alınarak hesaplama yapılması için başka bir bilirkişiden …… alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde yeniden hesaplatılması, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ve yeniden yapılan yargılama sonucunda, alınan 27.02.2015 tarihli bilirkişi ……u doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi ile, davacının, Davalıya 2007/08, 2008/12, 2009/6 ve 2010/01dönemlerine ait toplam 5.320,79 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; tarafların aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, …… …… tespit tutanağına dayalı olarak fiili kullanıcı aleyhine tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak sonucu dairesinde hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Dairemizce verilen ve yukarıda anılan bozma ilamında; dava konusu her bir dönem tahakkuku ve tahakkuk türleri yönünden ayrı ayrı hesaplama yapılması gerektiği hükme esas alınan bilirkişi ……unun yetersiz olduğu açıkça belirtilmiştir.
Bozma ilamı sonrası, dava konusu uyuşmazlık hakkında bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen ……da her bir dönem ayrı ayrı ele alınmış ise de; tutanak tarihindeki mevzuat hükümlerine göre değerlendirme yapılıp yapılmadığı ve yapılan hesaplamada kullanıcının doğru tüketim kaydının bulunup bulunmadığının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
…… Tarifeleri Yönetmeliği 01.03.2003 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ve …… Piyasası ……… Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. ……… Yönetmeliği’nin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde …… tüketilmesi, …… …… …… tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, …… ve usulsüz …… …… kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirleneceği açıklanmıştır.
…… Piyasası ……… Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin olarak 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “…… ve Usulsüz …… …… Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Somut olayda;davacının sahte mühürlü sayaçtan …… kullandığından bahisle aleyhine düzenlenen …… tutanağı sonrası davaya konu edilen tahakkukların yapıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece,dosya kapsamında hükme alınan bilirkişi ……u esas alınarak karar verilmiş ise de bu bilirkişi ……u davaya konu uyuşmazlığın çözümü noktasında hükme esas alınabilecek nitelikte değildir. ……da davaya konu edilen …… tüketim bedellerinin …… tutanak tarihindeki yönetmelik hükümlerine göre açık ve net şekilde belirlenmediği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, mahkemece; dosyanın önceki bilirkişi dışında alanında uzman üç kişilik bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacıdan isteyebileceği …… bedelinin …… tutanak tarihinde yürürlükte olan …… Tarifeleri ……… Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararı hükümlerine göre hesaplanması konusunda, hüküm kurmaya, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bir …… alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının REDDİNE, …… açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.