Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/6428 E. 2018/11066 K. 06.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6428
KARAR NO : 2018/11066
KARAR TARİHİ : 06.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, dava konusu mesire yerinin 2003 yılında 10 yıllık süre ile işlettirilmek üzere 2886 sayılı Kanun uyarınca ihaleye çıkarılarak, ihale komisyonunun 24/07/2003 tarihli kararı ile dava dışı …’ya ihale edildiğini, ilgilinin talebi üzerine söz konusu mesire yerinin ihale şartnamesinde aranan şartların sağlanması koşuluyla ve komisyon kararıyla davalıya devredilerek 24/03/2006 tarihli sözleşme düzenlendiğini, davalının 20/01/2007 tarihinde ödemesi gereken ilk taksiti ödememesi üzerine 19/03/2007 tarihli yazı ile ilk taksit tutarı 5.824 TL ile sözleşme gereği ilk taksit ödeme süresi içerisinde ödememesi gereken taksitler karşılığı depozito ve kesin teminatlar tutarı 12.577 TL’nin 25/3/2007 tarihi itibariyle yasal faizleriyle birlikte toplam 19.600 TL olarak ödenmesinin aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin davalıya bildirildiğini, ödenmeme yapılmaması üzerine devir sözleşmesinin 65 maddesi uyarınca sözleşmenin feshedildiğinin 19/04/2007 tarihli ihbarname ile davalıya bildirildiği belirterek birinci taksit tutarı 5.824,00 TL ile depozito ve kesin teminatlar tutarı 12.577,00 TL olmak üzere toplam 18.401,00 TL nin 20.01.2007 tarihinden itibaren sözleşmenin 59.ncu maddesi uyarınca 6183 sayılı AATUHK ‘nun 51 maddesinde belirtilen oranlarda gecikme zammıyla birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, 2007 yılı ilk taksit tutarı 5.824 TL’nin ödenmesi için davacıdan ek süre talep ettiklerini, davacının taleplerine cevap verilmeden sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini ileri sürerek tesisi 10/04/2007’de ellerinden aldığını, davacının sözleşmenin 65. maddesinde düzenlenen işlemleri yerine getirmediğinden yaptığı feshin usulüne uygun olmadığını, ayrıca tesise faydalı masraflar yaptıklarını, bu bedellerin talep edilen alacaktan mahsubu gerektiğini belirterek davanın 5.824 TL kısmı dışında reddine, yapılan faydalı masrafların davacının talep ettiği alacaktan mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 18.401,00 TL tazminatın 10.04.2007 tarihinden itibaren 6183 sayılı kanunun 51 maddesinde belirtilen oranlarda işleyecek geçikme zammı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, faiz başlangıcı açısından fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Taraflar arasında 2886 Sayılı Yasa hükümlerine göre düzenlenen 24/03/2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmeye konu yer, mesire yeri tesisi olarak kullanılmak üzere davacıya kiraya verilmiştir. Kira sözleşmesinin 65. maddesinde “Sözleşme yapıldıktan sonra işletmecinin taahhüdünden vazgeçmesi veya taahhüdünü şartname ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi üzerine idarenin en az 10 gün süreli ve sebebi açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi halinde, ayrıca protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatı gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilir. Fesih yazısı noter kanalı ile ihtarname çekilerek işletmeciye bildirilir. Fesih tebligatını müteakip işletmeci 10 gün içinde tesisi boşaltmak zorundadır. Gelir kaydedilen kesin teminat işletmecinin borcuna mahsup edilemez.” düzenlemesi bulunmaktadır. Davacı idare sözleşmenin 65. maddesi hükmüne dayalı olarak kira bedelinin ödenmediğinden bahisle sözleşmeyi tek yanlı olarak feshetmiştir. Kira sözleşmesinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira bedelinin ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda sözleşmenin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’unun 315. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür. Akdin feshi için tek başına bu koşulların bulunması yetmez. Ayrıca bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanması gerekir. Temerrüt nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemez. Bu itibarla davalıdan depozito bedeli ile kesin teminat tutarı istenemez. Bu nedenle Mahkemece, bu alacak kalemleri yönünden istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
3-)Davaya dayanak kira sözleşmesinde kira bedelinin biri peşinat ve üç taksit olmak üzere dört eşit miktarda ödeneceği hüküm altına alınmış olup, ilk taksit tutarının 20/01/2007 tarihinde ödenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemece 30/03/2007 tarihli ihtarname ile davalıya on gün süre tanındığı, on günlük sürenin dolduğu 10/04/2007 tarihinden itibaren faiz istenebileceği belirtilmiş ise de kira alacağının ödenmesi için davalı kiracıya yapılan ihtar, ihtar öncesi doğan faiz alacağından vazgeçildiği anlamına gelmez. Kira bedellerinin ödeme günü belli ve muayyen olduğuna göre bu durumda vade tarihinden itibaren kira alacağına faiz uygulanması gerekirken yazılı şekilde 10/04/2007 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın ikinci bentte açıklanan nedenle davalı yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle de davacı yararına HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.