Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/6274 E. 2018/12847 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6274
KARAR NO : 2018/12847
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen …… tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı kurum tarafından aleyhine 24.05.2011 tarihli …… tespit tutanağı ile haksız ve hukuka aykırı olarak işlem yapıldığını, bu kapsamda 25.000,00 TL borç tahakkuk ettirildiğini, …… …… kullanmadığını ileri sürerek, aleyhine tahakkuk ettirilen faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde …… enerjisi tüketerek …… …… kullandığını, davaya konu tahakkuk ettirilen faturanın ilgili yasal düzenlemelere ve …… kurul kararlarına dayanarak düzenlendiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 22.254,36 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 25.09.2017 tarih ve 2016/2300 E.- 2017/12556 K. sayılı ilamı ile, ” … Mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği bedelin …… …… Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararı hükümlerine göre hesaplandığı taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınarak, yine karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan ve dava konusu yapılan ……-…… vs… bedeli ile ilgili olarak halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6446 sayılı …… Piyasası Kanununun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin somut olaya bir etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece değerlendirilmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece yapılan yargılama neticesinde, dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince süresi içinde temyiz edilmiştir.
1-1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemleri düzenleyen 429/2. maddesinde, ” …Mahkeme, temyiz edenden 434.ncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.” hükmü öngörülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece, bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sürecinde, bozmaya uyma ya da direnme şeklinde herhangi bir ara karar oluşturulmadığı anlaşılmış olup, bu husus usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
2- Mahkemece, her ne kadar Dairemiz bozma kararına fiilen uyulmuş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.)
Dava, …… abonelerinden tahsil edilen ……-…… bedelinin istirdadı isteminden değil, …… …… kullanımından kaynaklı …… tespit talebine ilişkindir.
4628 sayılı …… Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 …… 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren …… …… Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesinin (a) fıkrasına göre müşterinin; ” Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde …… enerjisi tüketmesi” ile (b) fıkrasına göre; ” Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği …… enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması” …… …… enerjisi tüketimi olarak tanımlanmış, 15. madde hükmünde de, …… ve usulsüz …… kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirleneceği açıklanmıştır.
…… …… Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin olarak 1 …… 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “…… ve Usulsüz …… Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Dairemizin bozma ilamında; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, …… tespit tutanak tarihinde yürürlükte bulunan …… …… Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine ve 622 sayılı Kurul Kararına göre …… …… bedeli hesabının yapılması, yine …… tahakkuk hesaplamasında, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan 6719 sayılı ” …… Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına dair Kanun” çerçevesinde inceleme yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, bu husus yerine getirilmemiştir. Mahkemece bozma ilamına fiilen uyulmakla birlikte bozma ilamında belirtilen ilkeler gözetilmeksizin hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca; mahkemece, öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi heyetinden, …… tahakkuku nedeniyle davalı kurumun, davacı taraftan isteyebileceği bedelin,…… …… Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı Kurul Kararı çerçevesinde hesaplanması konusunda taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınarak, hasıl olacak sonuç dairesinde, usuli kazanılmış haklar da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, bozma gerekleri yerine getirilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenle tarafların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,17.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.