Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/6233 E. 2018/10540 K. 24.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6233
KARAR NO : 2018/10540
KARAR TARİHİ : 24.10.2018

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde ; kaçak elektrik tespit tutanağına göre davalıdan 51.001,34-TL alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için … 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/7401 esas sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, davalının kendisine düşen borcun en fazla 3.000,00-TL olacağını belirterek takibe itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; İl Özel İdaresince köylü vatandaşların arazilerini sulamak amacıyla yapılan elektrik tesisinde herhangi bir aboneliğin bulunmadığını, tesisin yapıldığı yerde arazisi bulunan vatandaşların hiçbir kısıtlamaya ve kontrole tabi olmadan istedikleri zaman çalıştırdıkları bir tesis olduğunu, tesisin 2 yıldır mühürlü olup, elektrik enerjisinin kesik olduğunu, müvekkilinin 13 dönümlük kayısı bahçesi bulunduğunu ve bunun yılda iki defa sulandığını, davacı kurumun tahakkuk ettirdiği miktarı tüketemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, … 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/7401 esas sayılı dosyasında 1.342,50-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, tarafların tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği 13.maddesine göre; “a) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi” kaçak elektrik kullanmak olarak belirtilmiştir. Yine anılan Yönetmeliğin 15.maddesinde; “Kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak, a) Tespit, b) Süre, c) Tüketim miktarı hesaplama, d) Tahakkuk, e) Ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esaslar, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek, Kuruma sunulur ve Kurul onayı ile uygulamaya konulur” hükmü yer almaktadır. Yönetmeliğin 15.maddesine dayanılarak EPDK tarafından alınan 29/12/2005 tarih ve 622 sayılı kararda; kullanım yerine ait bağlantı bağlantı anlaşmasının ve perakende satış sözleşmesinin veya her ikisinin de yapılmadığı yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanma süresi; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu sürenin 12 ayı geçemeyeceği, doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu sürenin 90 gün alınacağı; müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değerin bağlantı gücü olarak kabul edileceği ve ortalama aylık çalışma saatine göre hesaplanacağı; ortalama aylık çalışma saatlerinin tarımsal sulama abonelerinde 400 saat olarak alınacağı ve müşteri olmayanlara çalışma saatlerinin %20 oranında artırılarak uygulanacağı açıklanmıştır.Somut olayda; davacı çalışanları tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanaklarında, davalı tarafından, abonesiz şekilde tarımsal sulama amaçlı elektrik kullandığı açıklanmış, bu tutanaklara istinaden davacı tarafından kaçak elektrik tahakkuku yapılmıştır. Mahkemece yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; parsel büyüklüğü, kaçak tespit yapılan tarihlerde ekili bitkinin türü ve bitki için gerekli sezon sulama süresi gibi zirai veriler dikkate alınarak kaçak elektrik tahakkuk bedeli hesaplanmıştır. Mahkemece, alınan bu hesaplama şekli benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Tutanak tarihinde davalının tarımsal sulama amaçlı kaçak elektrik kullandığı sabit olduğundan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre kaçak elektrik bedeli hesabı yapılması gerektiği, sulama sezonuna göre belirlenen çalışma saatleri esas alınarak hesaplanma yapılamayacağı kuşkusuzdur. Yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararı hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.