YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5895
KARAR NO : 2018/12813
KARAR TARİHİ : 17.12.2018
MAHKEMESİ:TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ikamet adresinde davacının ölen eşinden kalan iki katlı evin bulunduğunu, üst katta kendisinin, alt katta ise kiracısının oturduğunu, her iki evin su aboneliklerinin ayrı olduğunu, ancak kendisi hakkında alt katın kullandığı … nolu abonelikten dolayı 11.572,00 TL bedelli kaçak fatura tahakkuk ettirildiğini, güncel borcun ise 11.744,00 TL olduğunu, kaçak tutanağı tespit tarihinin 12.11.2012 olduğunu, öncelikle kaçağın hangi tarihten itibaren sürdüğünün tespitinin gerektiğini, bu işlem yapılmadığı halde kaçak faturasının yüksek geldiğini, yine tespit edilen harici musluğun kendisi ile olan alakasının da belirtilmediğini, bu haliyle haksız eylemin kendisi ile olan illiyet bağının kurulamadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere haksız kaçak işleminin iptali ile kullanım durumu söz konusu ise gerçek borç miktarının tespitini talep etmiştir.Davalı; davacının kendisinin kullandığını beyan ettiği … nolu su aboneliği ve kiracısının kullandığını beyan ettiği abonelik dışında … nolu su aboneliğinin de söz konusu aynı binada bulunduğunu, kaçak tespit tutanağında davacının mülkiyetinde olan üç katlı ve üç adet su aboneliği bulunan evin bahçesinde, duvarın arkasında yer alan bir adet musluğun bu binada bulunan 3 adet aboneliğe de bağlı olmadığını, sayaç harici ayrı tesisattan su bağlamak suretiyle bu musluğa bağlantı yapıldığını, evin 150 -200 m2 kadar bahçesi ve ağaçları bulunduğunu , tespit sırasında bir kişinin bu sayaç harici musluktan su kullanarak merdivenleri yıkadığını ve sayacın alındığının belirtildiğini, davacının mülkiyet sahibi olup, bu nedenle sayaç harici muslukla ilgisinin bulunduğunu, endeks dökümleri incelendiğinde ise aşırı bir endeks düşmesinin olduğunu, 22/08/2007 tarihinden itibaren kaçak su kullanıldığının anlaşılması üzerine bu tarihten itibaren 1909 günlük kaçak cezası tahakkuk ettirildiğini, mevzuata aykırı bir durumun söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile, davacının davalı kuruma 12.11.2012 tarih ve … seri nolu tutanağa dayalı olarak düzenlenen 30.04.2013 tarihli fatura nedeni ile 7.714,61 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Anılan karar Dairemizin 2015/16736 Esas – 2016 / 9086 Karar sayılı ve 07/06/2016 tarihli kararı ile; ” … mahkemece; re’sen gözetilmesi gereken ve kamu düzenine ilişkin olan görev konusu üzerinde durularak, 4077 sayılı Kanunun 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu işin esası incelenerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir … ” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuş, yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davacı vekiline bilirkişi ücreti yatırması için muhtıra gönderilmiş, masraf yatırılmadığı için dosya bilirkişiye gönderilemeyip, bozma kararı öncesi dosyada bulunan bilirkişi raporları değerlendirilerek resen hesaplama yapılmıştır. Davacının, aynı tutanak ile ilgili olarak davalıya 2.543.55.- TL borçlu olmadığına ilişkin olarak açtığı dava da bağlantı nedeni ile birleştirilerek yargılamaya birlikte devam edilmiştir.
Mahkemece; asıl dava bakımından davanın kısmen kabulü ile; davacının davalı kuruma 12/11/2012 tarih ve 064412 seri nolu 2012/10132 kaçak nolu tutanağa dayalı olarak düzenlenen 30/04/2013 tarihli fatura nedeniyle 6.693,20 TL borçlu olmadığının tespitine, birleşen dosya bakımından subut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir .
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Kaçak su tespit tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Tutanağın aksinin iddia edilmesi halinde bundan kendisine hak bahşeden kişinin aksini ispat etmesi gerekir. Olayda, tutanağın aksi davacı tarafından ispat edilmemiştir.
Mahkemece, bilirkişi incelemesi için yapılması gereken masrafa dair muhtıra yöntemine uygun şekilde davacıya tebliğ edilmiş, davacı istenen masrafın ödenemeyeceğini bildirerek ara kararından dönülmesini istemiştir. Bu durumda mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bozma kararından önce dosyaya sunulmuş olan bilirkişi raporları üzerinden resen hesaplama yapılarak; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.