Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/5856 E. 2018/10138 K. 17.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5856
KARAR NO : 2018/10138
KARAR TARİHİ : 17.10.2018

Davacı … ile davalı … aralarındaki vasiyetnamenin iptali davasına dair … 13. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20/10/2015 günlü ve 2013/63 E – 2015/381 K sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 25/09/2017 günlü ve 2016/1545 E – 2017/12559 K sayılı ilama karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; miras bırakanı …’ın 23.04.2012 tarihinde dul ve çocuksuz öldüğünü, geriye mirasçı olarak dava tarihinde kendisi ve dava dışı …’ın kaldığını, miras bırakanı …’ın 13.05.2009 tarihinde … 39.Noterliğince düzenlenen 11968 yevmiye sayılı ve 13.05.2009 tarihinde hazırlamış olduğu vasiyetnamenin açılması için … 21. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2012/742 E. sayılı dosya ile dava açıldığını, bu vasiyetnamede müvekkillerinin miras bırakanı olan …’ın mal varlığının tamamını davalı …’a vasiyet etmiş olduğunun görüldüğünü, ancak vasiyetnamenin TMK. 557 ve 535 maddelerine aykırı olarak düzenlenmiş olması sebebi ile herhangi bir geçerliliği bulunmadığından iptalinin gerektiğini, 535 ve diğer ilgili maddelerinde aranan şekil şartına uyulmadan yapıldığını, …’ın vasiyetnameyi hazırladığı tarihte 84 yaşlarında olup hukuki işlem ehliyetine sahip olmadığını, vasiyetnamenin bizzat noterin kendisi tarafından düzenlenmesi ve noter tarafından imza edilmesi gerektiğini, vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında kullanılan formatın vasiyetçinin okur yazar olması halinde kullanılan format olmasına rağmen vasiyetçinin okur yazar olup olmadığı hususunun vasiyetnameye dercedilmediğini, vasiyetnamenin tamamında vasiyetçinin sol el baş parmak izi olduğunu buna göre vasiyetçinin okur yazar olmadığını, bunun yanında vasiyetnamenin irade fesadı altında yapıldığını ileri sürerek, vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.
Davalı; davacının, sağlığında miras bırakan …’a hiçbir gün bakmadığı ve ilgilenmediğini, müvekkilinin miras bırakan …’a uzun yıllar baktığını, murisin heyet raporu aldığını ve notere gelerek kendi hür iradesiyle hiçbir baskı altında kalmadan şahitlerin huzurunda vasiyetname düzenlendiğini, vasiyetnamenin noter yada vekili tarafından imzalanmasının hiçbir sakıncasının olmadığını, vasiyetnamede parmak izinin, tanıkların imzası, adreslerinin noterde saklanan nüshada olacağını, vasiyetname incelendiğinde TMK’nun vasiyetname ile ilgili geçerlilik şartlarının oluştuğunun ortaya çıkacağını, vasiyetnamedeki tanıklardan Eray Yaşar’ın öldüğünü, diğer tanığı gerekirse dinletebileceklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; dosyadaki bilgi ve belgeler, toplanan deliller, tanık anlatımları, … 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/716 E. sayılı dosyası, Adli Tıp Kurumu Başkanlığının raporu, murisin ölüm belgesi, Sosyal Güvenlik Kurumundan gelen belgeler, … Eğitim ve Araştırma Hastanesinden ve … Devlet Hastanesinden muris ile ilgili gelen tıbbi belgeler, vasiyetname ile tüm dosya kapsamından, murisin vasiyetnameyi düzenlediği sırada fiil ehliyetine sahip olduğu, vasiyetnamenin şekil şartlarından yoksun olduğuna dair iddianın yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 25.09.2017 tarih 2016/1545 E. – 2017/12559 K. sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş, onama ilamına karşı davacı tarafça karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.TMK. nun 535. maddesi; “Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder.Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.” hükmünü içermektedir.Okur-yazar kişiler de hiç bir gerekçe göstermeden okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunu seçebilirler. Bu yön 26.03.1962 günlü ve 23/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde açıkça ifade edilmiş olup, içtihadın yürürlüğünden bu yana bu yolda süregelen uygulamaya paralel olarak yasada da düzenleme yapılmıştır. Ancak, okur-yazar kişilerce, okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunun seçilmesi halinde de; TMK. nun 535. maddesinde gösterilen şekle uyulmak zorundadır.
Somut olayda, davaya konu vasiyetnamede; mirasbırakan imzasının olması gereken yerde ”sol el baş parmak izi” bulunmakta olup, mirasbırakanın okur yazar olup olmadığı, okur yazar ise neden imza yerine parmak izi kullandığı anlaşılamamaktadır. Şayet mirasbırakan okur yazar değil ise vasiyetname yukarıda belirtildiği üzere, TMK. nun 535. maddesinde gösterilen şekle uygun yapılmamış, vasiyetnamenin noter tarafından mirasbırakana okunmak üzere verildiği onun da okuduğu belirtilmiş, şayet mirasbırakan okur yazar ise de; neden imza yerine parmak izi kullandığına dair bir şerh düşülmemiştir. Bu hali ile davaya konu vasiyetnamenin yasanın aradığı şekil şartlarına bağlı olarak yapıldığından bahsedilemeyecektir.O halde mahkemece; yasada gösterilen şekle uygun olarak düzenlenmemiş olan vasiyetnamenin bu gerekçe ile iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.Yapılan bu açıklamalar karşısında, mahkeme kararının açıklanan bu gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen onanmasına karar verildiği bu kez yapılan inceleme ile anlaşılmakla, davacı tarafın karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ; Dairemizin 25.09.2017 tarih 2016/1545 E. – 2017/12559 K. sayılı kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının ve istek halinde temyiz edene iadesine, 17.10.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.