Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/5735 E. 2018/11120 K. 06.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5735
KARAR NO : 2018/11120
KARAR TARİHİ : 06.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalının resmi daire tarifesinden su abonesi olduğunu, aboneliğin 17.06.2005 tarih ve 160655 sözleşme numarası ile Karabağlar Rasime Şehoğlu Sk. No:445 adresi için tesis edildiğini, aboneliğe 20.06.2005 tarihinde idarece 4100 nolu su sayacının bağlandığını, sayaç mahallinin bulunamaması nedeniyle sayacın uzun bir süre okunamadığını, davalı kurumun 05.10.2006 tarih ve 40609 sayılı başvurusu üzerine abonelik adresindeki sayacın 19.10.2006 tarihinde söküldüğünü; Sayaç Atölyesinde yapılan muayene neticesinde, sayacın bağlama ile söküm tarihleri arasında kullanılan 39654 m3 (456 günlük) sarfiyat karşılığı 136.561,32 TL ara tahakkuk olarak tahakkuk ettirilip davalı kurumun zamanında ödeme yapmaması sonucunda … 2. İcra Müdürlüğü 2014/5310 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına ve haksız itiraz nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, görev itirazında bulunmuş, peyzaj çalışmaları nedeniyle 26/06/2005 tarihinde su abonesi olduklarını, peyzaj çalışmalarının sona ermesi nedeniyle 19/10/2006 tarihinde aboneliklerini iptal ettirdiklerini, aboneliğini devamı sırasında tahakkuk eden su borclarını zamanında ödediğini, davanın haksız olarak açıldığını belirterek; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın görev yönünden usulden reddine, yüksek dereceli … Hukuk Mahkemesi hakiminin hakem sıfatı ile görevli olduğuna dair verilen karar, Dairemizin 15.02.2016 tarihli ve 2016/640 E.-2016/1741 K. sayılı kararıyla “TTK 16. maddesinde; “Ticaret şirketleri ile, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, İl Özel İdaresi, Belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar” düzenlemesi yeralmaktadır.
Davacı kurum, 2560 sayılı … Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanuna tabi bir kuruluş haline getirilmiştir. Diğer anlatım ile 2560 sayılı yasaya tabi olan İZSU nun çalışmalarını özel hukuk kurallarına göre yapması ve TTK 16. maddesi karşısında tacir olduğu tartışmasızdır. Bu durumda, davacı hakkında özel hukuk hükümleri uygulanacağından uyuşmazlığın 3533 sayılı yasa kapsamında çözümlenmesine olanak yoktur.
Mahkemenin yargılama yapmakla görevli olduğu gözetilmeksizin yasal olmayan gerekçeler ile, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde, mahkemece bozma ilamına uyularak, davanın kabulüne, … 2. İcra Müdürlüğünün 2014/5310 E. Sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’si oranında hesap olunan 27.312,26 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; ödenmeyen fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanununun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı ispatlamakla yükümlüdür.
Somut uyuşmazlıkta, davacının iddiası; davaya konu borcun tahakkuk ettiği davalı aboneye ait 4100 numaralı sayacın söküldükten sonra muayeneye gönderildiği ve muayene neticesinde sayacın sağlam olup, 39.654 endeks okuması yapılarak sayacın bağlanma tarihi olan 20.06.2005 tarihi ile sayacın söküm tarihi olan 19.10.2006 tarihleri arasındaki dönemde kullanılan 39.654 m3 (465 gün) su sarfiyatına ilişkin ara tahakkuk yapıldığı; ancak, tahakkuk edilen miktarın davalı tarafından ödenmediğine ilişkindir. Mevcut dosya kapsamı itibariyle dava konusu ara tahakkukun dayanağı olan 39.650 m3 (456 günlük) endeks okumasına dair dosyada herhangi bir bilgi/belge yer almadığı gibi sayacın muayene raporu da dosya arasında bulunmamaktadır. Bu durumda, iddiasını ispat ile yükümlü olan davacının iddiasını ispat ettiğinin kabulü mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece; ispat olunamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.