Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/5619 E. 2019/212 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5619
KARAR NO : 2019/212
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı kurumun … işletme Müdürlüğü’nün 5106990 nolu tesisatı üzerinden elektrik abonesi olduğunu, daha önce şahıs firması olan müvekkilinin daha sonra 2004 yılında (LTD) Şirketi şeklinde … – … – … mahallesinde faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin ilgili kuruma herhangi bir borcu olmamasına rağmen ilgili kurumun müvekkiline 31.05.2014 tarih ve 16.06.2014 son ödeme tarihli 244.118,80 TL tutarındaki cezalı elektrik faturasını gönderdiğini, ilgili kurum görevlilerince … tesisatın bulunduğu yerde değişik tarihlerde yapılan kontroller sonunda düzenledikleri tutanaklarda anılan tesisat üzerinde kaçak elektrik kullanımı olmadığının bildirilmesine rağmen, yapılan uygulamanın ve düzenlenen faturanın yasal olmadığını belirterek; ilgili kurumun davacı adına düzenlediği 244.118,80 TL tutarındaki faturanın iptali ile bu faturadan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, keza bu faturadan sonra elektriğin kesilmemesi için davalı idareye teminat olarak ödenen 30.000,00 TL nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkili şirket görevlilerinin 10.04.2014 tarihinde davacı şirketin işyerindeki sayaç üzerinde yaptıkları incelemede sayacın T1:19304, T2:8390, T3:10005 kWh olduğu ve sistemde tahakkuk çarpanı 20 olup, 200/5 akım trafosundan enerji kullandığı tahakkuk çarpanın 40 olması gerektiğinin tespit edildiğini; tahakkuk çarpanın 40 olarak tespit edilmesi durumunda,aradaki farkın (eksik tüketimden kaynaklı) toplam 743.817,48 kWh olduğu sonucuna varıldığını, davacı ile ilgili olan tüm işlemlerin EPDK’nın ilgili Yönetmeliklerine uygun olduğunu diğer taraftan davacıdan tahsil edilen 30,000, TL’nin güvence bedeli olduğundan, ortada ödenmemiş bir fatura borcu da bulunduğundan iadesinin söz konusu olamayacağını, savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; davalı şirket tarafından davacıya tahakkuk ettirilen 244.118,80 TL’lik borcun 99.546,14 TL’lik kısmından davacının borçlu olduğu, 144.572,66 TL’lik kısmından davacının borçlu olmadığının tespiti ile davacının 30.000 TL teminat iadesi talebinin reddine, kalan borç miktarı davacı tarafça ödendikten sonra teminatın iadesi konusunda davacının davalı kuruma müracaatında muhtariyetine dair verilen hüküm, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesini yapan Dairemizce, 07.05.2018 tarihli, 2016/18453 Esas ve 2018/4659 Karar sayılı ilamıyla, hükmün onanmasına karar verilmiş; onama ilamına karşı davalı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dairemizin, 07.05.2018 tarihli, 2016/18453 Esas ve 2018/4659 Karar sayılı onama ilamında; hüküm, davacı tarafın yanı sıra davalı tarafından da temyize konu edilmiş olmasına rağmen, zuhulen sadece davacı tarafın temyiz itirazlarının incelendiği ve davacı taraf yönünden kararın onandığı; davalı tarafın temyiz itirazlarının ise incelenmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle, davalı tarafın temyiz talebinin de kabulü ile, dosya içerisindeki tüm kağıtlar okunup, gereği düşünüldü;
Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden, yapılan temyiz incelemesinde;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 9.800.95.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.