Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/5498 E. 2018/10545 K. 24.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5498
KARAR NO : 2018/10545
KARAR TARİHİ : 24.10.2018

MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki nafaka artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde ; tarafların … 1 Aile Mahkemesinin 2008/417 Esas 2008/514 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, söz konusu karar ile müşterek çocuk … ve … lehine aylık 1000’er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini,aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını ileri sürerek; iştirak nafakasının her bir müşterek çocuk için 5.000 TL’ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı ,davanın reddini istemiştir.Mahkemece ;davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk … ve … lehine aylık 1000’er TL iştirak nafakasının her bir çocuk için 200 TL artırlarak aylık 1.200 TL ye yükseltilmesine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu’nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.Dosya içeriğinden, tarafların 2008 yılında boşandığı, müşterek çocukların velayetinin davacı anneye bırakıldığı, davacının ev hanımı olup, adına kayıtlı birçok taşınmazı olduğu,aylık 20 bin civarı kira geliri olduğu,davalının ise tekstil şirketi olup adına kayıtlı taşınmazlarının olduğu,aylık 20 bin civarı gelirinin olduğu ,evli olup bir çocuğu daha olduğu anlaşılmaktadır.Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık sekiz yıl süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, müşterek çocukların yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır.Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır.O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi