Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/5364 E. 2018/12081 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5364
KARAR NO : 2018/12081
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 19.08.2014 tarihinde davalı şirkete ait enerji nakil hattından kaynaklanan yangın nedeniyle taşınmazında yer alan muhtelif meyve ağaçlarının zarar gördüğünü ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 32.810,80 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı, davaya konu olay nedeniyle bir sorumluluğunun ve kusurunun bulunmadığını, zira sorumluluğun arıza, bakım ve onarım faaliyetlerini yapmakla görevli olan yüklenici firmaya ait olduğunu, ayrıca illiyet bağının kesildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacıya ait taşınmazın, elektrik tellerinin kopması nedeniyle çıkan yangın sonucunda zarar gördüğü, tanık anlatımlarıyla yangının meydana gelişinin desteklendiği, ziraat bilirkişisi tarafından davacıya ait taşınmazda meydana gelen zararın 78.204,52 TL olarak belirlendiği, yangının yaz aylarının en sıcak günlerinde, şiddetli rüzgarında etkili olduğu olağanüstü hava şartlarında meydana geldiği, elektrik hatlarının bakım ve onarımının düzenli olarak yapılmaması yanında kaçak elektrik kullanımının sürekli artması nedeniyle elektrik hatlarının fazla yüklenmesi, mahsul ve bahçe sahibi şahısların da muhtemel yangın olaylarına karşı gerekli tedbiri almamaları sonucu yaz aylarında bu şekilde çıkan çok sayıda yangına engel olunamadığı, davalının da kamu hizmeti gören bir kurum olduğu nazara alınarak hesaplanan zarardan hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre uygun bir tutarda indirim yapılarak tazminat miktarının 39.102,26 TL olarak belirlendiği, ancak taleple bağlı kalınması gerektiğinden bahisle, davanın kabulü ile 32.810,84 TL tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş;
hükmün, davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 17.10.2017 tarihli ve 2016/4614 Esas- 2017/13998 Karar sayılı ilamı ile ” davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir.Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir. Yerel Mahkemece hükme esas alınan 27.04.2015 tarihli ziraat bilirkişi raporu ise; davacıya ait taşınmazda zarar gören fıstık ağaçlarının sayı ve yaşları belirlenmeksizin, bilimsel verilere göre taşınmaza dikilebilecek ağaç sayısının hesaplanması suretiyle düzenlenmiştir. Ayrıca, raporda ağaçların değerinin hesaplanmasında on yıllık gelir metodu kullanılmıştır. Raporun, bu haliyle hüküm vermeye yeterli olmadığı ortadadır.Mahkemece; yukarıda açıklandığı şekilde bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar vermek gerekirken, zarar kapsamının belirlenmesinde gerçek zarar ilkesine uygun olmayan hesaba dayalı bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.”gerekçesi ile bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; alınan rapor doğrultusunda toplam zarar miktarının 166.344,00 TL olduğunun tespit edildiği, bozma ilamında hakkaniyet indirimi oranı konusunda bir değerlendirme yapılmaması nedeniyle önceki kararda yapılan indirim oranı kadar indirim yapmak gerektiği, %50 indirim yapıldığında sonuç tazminatın 83.172,00 TL olarak tespit edildiği, ancak davacının temyize başvurmadığı dikkate alındığında taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 32.810,80 TL maddi tazminatın yangın tarihi olan 19/08/2014 itibariyle işleyecek yasal faizi ile birliktedavalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dairemizin 17.10.2017 tarihli ve 2016/4614 Esas- 2017/13998 Karar sayılı bozma ilamı ile; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerektiği, bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntemin, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesi olduğu, mahkemece; yukarıda açıklandığı şekilde bilirkişi raporu alınması gerektiği belirtilmiştir.Yerel Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; belirtilen şekilde bir inceleme yapılmış ise de taşınmazın ağaçsız(çıplak) arazi kıymeti değerinin nasıl belirlendiğine ilişkin somut veriler gösterilmemiştir. Bu haliyle rapor denetime elverişli bulunmayıp, hüküm kurmaya elverişli değildir.O halde mahkemece; yukarıdaki hususlar dikkate alınarak, hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde ek rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.