Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/5243 E. 2020/1567 K. 24.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5243
KARAR NO : 2020/1567
KARAR TARİHİ : 24.02.2020

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen istirdat davasında verilen davanın reddine dair hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı -tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalıdan abone sözleşmesi gereğince elektrik satın aldığını, davalının tahakkuk ettirdiği faturalar ile kendisinden haksız şekilde kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış bedeli, sayaç okuma bedeli ile bu bedeller üzerinden TRT payı ve KDV bedelleri tahsil ettiğini ileri sürerek, şimdilik 100,00 TL’nin fatura ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamaycağını, dava konusu tahsilatların mevzuata uygun olduğunu davacının tacir olup, faturalara itirazın sekiz günlük süreye tabi olduğunu tüketiciler için öngörülen yasa hükümleri ve kararlardan yararlanamayacağını, davacının ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi isteminin de hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davadan önce 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesiyle 6446 sayılı Yasa’nın 17. maddesinin 1, 3 ve 4. fıkraları ile 6. fıkrasının (a,ç,d,f) bendleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10. bend ile ” Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü ve 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 6446 sayılı Yasaya
eklenen geçici 20. maddesinde ise “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.”hükmü gereğince, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandığından, bu yasa yürürlüğünden önce açılan davada davacı tarafça tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1980 TL vekalet ücretinin davacından alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı taraf, yerel mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasaya getirilen yeni düzenlemeler gereğince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı yasa değişikliği nedeniyle davada haklı iken haksız duruma düştüğünden, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline yönelik olarak hüküm kurulması gerektiği belirtilerek; yerel mahkeme kararının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek, yeniden esas hakkında karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, açma kapama bedeli ve bu bedeller üzerinden hesaplanarak tahsil edilen TRT payı ve KDV’nin istirdatı talebine ilişkindir.
Temyiz incelemesine konu dava 12/12/2016 tarihinde açılmış olmakla, dava tarihinden önce 17/06/2016 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 21. Maddesi ile 6446 sayılı kanunun 17. Maddesinin birinci,üçünçü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen onuncu bent ile ” Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır ” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davanın 12/12/2016 tarihinde, yukarıda yazılı yasal düzenlemelerin yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığı, ayrıca yerel mahkemenin de kabulünde olduğu gibi dava konusu tahsilatların EPDK’ nın düzenleyyici işlemlerine uygun olup olmadığının denetimine yönelik olarak davacının açık talebinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu haliyle; dosyadaki mevcut delil durumu ve davacının davasında ileri sürdüğü sebepler dikkate alındığında, mahkemece kurulan davanın reddi yönündeki hükümde hukuka aykırılık bulunmadığının kabulünde zorunluluk bulunması karşısında; Bölge Adliye Mahkemesince davanın açıldığı tarih gözetilerek, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yerel mahkeme kararının düzeltilerek; davanın konusuz kaldığından bahisle yeniden hüküm kurulması doğru olmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK’nın 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, HMK’nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.