Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/5204 E. 2019/7165 K. 26.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5204
KARAR NO : 2019/7165
KARAR TARİHİ : 26.09.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı … yönünden kısmen kabulüne, davalı … yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; … adresindeki taşınmazı davalılardan …’ndan 01.09.2006 tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığını ve mecurda pastane olarak faaliyet gösterdiğini, 2006 yılından beri mecura masraf yaptığını, işyerini yenilediğini, ancak mecurun da içinde bulunduğu bölgenin diğer davalı … tarafından kamulaştırıldığını, satın alma tutanağında bina bedeli 435.034 TL gösterilirken taşınmaza yaptığı masrafların dikkate alınmadığını, mahallinde yapılan tespitte yaptığı harcamalar tutarının 205.414.80 TL olduğunun tespit edildiğini, ayrıca işyerinin kapanması nedeni ile uğradığı zarar ve kar kaybı olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …; kamulaştırma işleminin iradesi dışında gerçekleşen bir olay olduğunu, Kamulaştırma Kanununun 20.maddesinde kamulaştırılan taşınmazın boşaltılması nedeni ile mal sahibi ve idarenin tazminatla sorumlu tutulamayacağının belirtildiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede kamulaştırma halinde tazminat ödeneceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, kiracının yaptığı yararlı ve zorunlu masraflar nedeni ile taşınmazda değer artışı olmadığını ve kamulaştırma bedeline etkisinin olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davalı …; dava konusu taşınmazın … kapsamında kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedelinin taşınmaz maliki olan diğer davalıya uzlaşma sonucu ödendiğini, ödenen kamulaştırma bedeline müştemilat bedelinin dahil olduğunu ve davaya konu dükkana yapılan masrafların da bu kapsamda kaldığını, söz konusu dükkan içinde kalan taşınır malların 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu çerçevesinde kamulaştırmaya konu edilemeyeceğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile; davacının dükkanına yaptığı tadilatların bedeli olan 44.794,40 TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine, davalı … Müdürlüğüne karşı açılan davanın ise husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kira ilişkisinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
1-) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayda; uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmakta olup, dava 05/01/2015 tarihinde açılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne aittir.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.