YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5200
KARAR NO : 2019/115
KARAR TARİHİ : 15.01.2019
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı … şirketinin, 2011/4 ila 2012/3 aylarında düzenlediği faturalar ile kendisinden kayıp-kaçak bedeli tahsil ettiğini, tahsil edilen bu bedelin elektrik enerjisinin nakli sırasında meydana gelen kayıplarla, başkaları tarafından yasal olmayan yollarla kullanılan elektrik enerjisinden oluştuğunu, bu itibarla kayıp-kaçak bedelinden sorumlu olmadığını, nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. sayılı kararı ile elektrik abonelerinden tahsil edilen bu bedellerin iadesinin gerektiğine karar verildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 76.767,46 TL’nin ödeme tarihlerinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 20/01/2016 tarihli dilekçesi ile talebini 115.488,79 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, kayıp-kaçak bedelinin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 79.353,17 TL’nin davalıdan tahsiline dair verilen hüküm; davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 28/12/2016 tarihli ve 2016/16252 E. 2016/16839 K. sayılı ilamıyla karar tarihinden sonra yayımlanan 6719 sayılı yasayla 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun değiştirilen 17. maddesi ile yine aynı kanuna eklenen geçici 19. ve 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının tartışılıp değerlendirilmesi için bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; dava konusu faturalara yansıtılan kayıp-kaçak bedellerinin, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlenen tarifelere uygun olmadığının alınan ek bilirkişi raporu ile belirlendiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 27.193,09 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre davacının dava açmakta haklı olduğunun belirlenmiş olmasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-6100 sayılı HMK’nın 26 ncı maddesi hükmüne göre; hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başkasına karar veremez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural; sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturan her bir alacak kaleminin dayanağını oluşturan vakıalar yönünden de uygulanır.
Somut olayda; davacı, davaya konu kayıp-kaçak bedellerin alınmasının yasal olmadığının yargı mercilerince verilen kararlar ile belirlendiğini ileri sürerek, iş bu davayı açmıştır. Diğer bir anlatımla, kayıp-kaçak bedelinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlenen tarifelere göre alınması gerekenden fazla alındığı yönünde bir iddiada bulunmamıştır.Hal böyle olunca, mahkemece; yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasayla 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun değiştirilen 17. maddesi ile yine aynı kanuna eklenen geçici 19. ve 20. maddelerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırması nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davaya konu bedellerin alınması gerekenden fazla alındığı yönündeki gerekçeyle taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak hüküm tesis edilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır.Kabule göre de; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlenen ulusal tarife yerine, yine aynı kurum tarafından belirlenen hedef kayıp-kaçak oranlarını hesaplamaya esas alan bilirkişiler tarafından hazırlanan raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428 inci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.