Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/4945 E. 2019/235 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4945
KARAR NO : 2019/235
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

Davacı … ile davalı … aralarındaki ziynet alacağı davasına dair … . Aile Mahkemesinden verilen 18/03/2016 tarihli ve 2015/831 E. – 2016/217 K. sayılı hükmün düzeltilerek onanması hakkında dairece verilen 29/03/2018 tarihli ve 2016/15200 E. – 2018/3201 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, boşanma davasından tefrik edilen iş bu davada, düğünde takılan 2 adet toplamı 50 gr. 24 ayar bilezik, 6 adet tanesi 18 gr. olan 24 ayar bilezik, 1 adet set takımı, 93 adet çeyrek altın ve 5 adet yarım altının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmaması halinde 35.660,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, altınların kendisinde olmadığını, altınlar kendisinde olsaydı kredi ile araba almayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; ziynetlerin niteliği gereği kadına ait olduğu ve ev alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 1 adet 14 ayar altın set takım, 22 ayar 8 adet bilezik ile 93 adet çeyrek altının davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bilirkişi raporunda belirlenen değerler gözetilmek sureti ile 1 adet 14 ayar altın set takımın bedeli olan 2.870,00 TL, 22 ayar 8 adet bilezik bedeli olan 13.770,00 TL ile 93 adet çeyrek altının bedeli olan 15.066,00 TL olmak üzere toplam 31.706,00 TL bedelin dava tarihi olan 24/02/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/15200 esas 2018/3201 karar sayılı 29/03/2018 tarihli ilamıyla;
“1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-…ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün 1.fıkrasında yer alan; “1 adet 14 ayar altın set takım, 22 ayar 8 adet bilezik” ifadesi çıkartılarak yerine “1 adet 35 gram 14 ayar altın set takım, 22 ayar toplam 150 gram 8 adet bilezik” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına” karar verilmiş, düzelterek onama ilamına karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
Dosyanın incelenmesinde; davacı kadın tarafından dava dilekçesinde açıklamada bulunmadan ziynet eşyalarının iadesini talep ettiği, davacı tanığı …’in ifadesinde; “…davacı arkadaşlarından borç aldı, kredi çekti, hatta ben de kredi çekip verdim, davacı tapuya bile tek başına gitti, … evi aldı, yine kredi çekerek araba aldılar, kredinin bir kısmını davacı, bir kısmını davalı çekti diye biliyorum, şu an evde davalı oturuyor, araba da evin önünde duruyor, davacının şoförlüğü olmadığı için arabayı kullanamıyor, davacının düğün takılarını ev için sattığını biliyorum” şeklinde; davalı tanığı …’nın ifadesinde; “…bizim geleneklerimiz gereği düğün takılarını hiç sormadık, düğün sonrasında taraflarda kaldı, düğün takılarını ne yaptıklarını bilmiyorum, sadece ev alınırken kullanıldı diye duymuştum.” şeklinde, davalı tanığı Nevin’in ifadesinde, “… tarafların bir evi ve bir arabası var, onların yengemin üzerine olduğunu biliyorum, taraflar evi de arabayı da birlikte aldılar, her ikisi de çalışıyordu, taraflar çok sık görüşmediğimiz için bizlerle çok özellerini de konuşmadıklarından düğün takılarının ne olduğunu bilmiyorum, ancak tahminime göre ev alırken harcanmış olabilir.” şeklinde beyanda bulundukları, mahkemece de ziynetlerin ev alımında harcandığı gerekçesiyle ziynetlerin iadesine karar verildiği görülmektedir.
Dava konusu ziynet eşyalarının ev alımında kullanıldığı belirlenmekle, alınan evin davacı adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından, ziynetlerin davalının uhdesinde kaldığı davacı tarafça ispatlanamamıştır.
O halde; mahkemece; dava konusu ziynet eşyalarının davacı adına kayıtlı ev alımında harcandığı anlaşıldığından, davalı tarafta kaldığı ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2016/15200 esas 2018/3201 karar sayılı 29/03/2018 tarihli düzelterek onama kararının kaldırılarak, … 6. Aile Mahkemesinin 2015/831 esas 2016/217 karar sayılı kararının yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 17/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.