Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/4866 E. 2018/10268 K. 18.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4866
KARAR NO : 2018/10268
KARAR TARİHİ : 18.10.2018

MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı 03.05.2012 tarihinde açtığı işbu dava ile; Hazine adına kayıtlı … Üniversitesi Rektörlüğü’ne tahsisli taşınmaz üzerindeki … Dostluk Evinin bahçesinde bulunan çay ocağının işletme hakkının 650,00 TL.bedel üzerinden 17.05.2007 tarihinden itibaren üç yıl müddetle davalıya kiraya verilmiş olup, kira süresinin 16.05.2010 tarihinde sona erdiğini, söz konusu kafeteryanın kira süresinin bitimi nedeniyle tahliye edilerek idareye teslim edilmesinin 08.04.2010 tarih ve 685 sayılı yazı ile davalıdan istenildiğini ancak 30.01.2012 tarihinde taşınmazın mahallinde yapılan tespitte söz konusu çay ocağının adı geçen tarafından kullanılmaya devam edildiğinin tespit edildiği, idare ile kiracı arasında düzenlenen kira sözleşmesinin 14.maddesinde kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmazın idareye teslim edilmeksizin geçen her gün için, cari yıl kira bedelinin yüzde bir oranında cezanın itirazsız olarak ödeneceği, ceza ödenmesinin taşınmazın kullanılmasına ve tahliyenin geciktirilmesine neden olamayacağı,sonradan sözleşme ve şartnamede yazılı hususlara yapılan itirazların kabul edilemeyeceği şeklinde düzenleme bulunduğunu, cari yıl kira bedelinin 750,00 TL olup kira sözleşmesinin 14.maddesi uyarınca 17.05.2010-31.01.2012 tarihleri arası hesaplanan günlük 7,50 TL’den 623 günlük 4.672,50 TL tutarındaki cezanın tahliye tarihi itibariyle ayrıca hesaplanacağı da belirtilmek suretiyle ödenmesi için 31.01.2012 tarih ve 218 sayılı yazı ile davalıya tebligat yapılmasına rağmen bugüne kadar ödenmediğini bu itibarla davalının kira sözleşmesinin 14.maddesi uyarınca dava tarihi olan 03.05.2012 tarihine kadar günlüğü 7,50 TL’ den 716 günlük hesaplanan 5.370,00 TL tazminatı ödenmesi gerektiğini belirterek davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 03.05.2012 tarihine kadar hesaplanan 5.370,00 TL tazminat bedelinin dava tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte ve yine dava tarihi olan 03.05.2012 tarihinden tahliye tarihine kadar kira sözleşmesinin 14.maddesine göre hesaplanacak tazminat bedelinin tahliye tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; talep edilen cezai tazminatın yasaya aykırı olduğunu, söz konusu çay ocağını 17.05.2012 tarihinde tahliye ederek faaliyetini durdurduğunu beyanla davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davaya konu alacak talepleri yönünden açılan davanın kabulü ile taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiği 17.05.2010 tarihinden davanın açıldığı 03.05.2012 tarihine kadar 5.370,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihi olan 03.05.2012 tarihinden tahliye tarihi olan 20.09.2012 tarihine kadarki 1.050,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine; Davaya konu tahliye talebi konusuz kaldığından bu talebe dair davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bilindiği üzere, her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır. Bir başka ifadeyle hüküm, uyuşmazlığın başlangıcından dava açılan güne kadar gerçekleşmiş olayları kapsar.Aksinin kabulü tarafların dayandığı olguların, dolayısıyla elde etmek istediği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi; temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dâhil, yargılamanın son aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması gerektiği sorununu ortaya çıkaracaktır. Nitekim 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesine yer verilerek, davanın açılmasına kadar gerçekleşen hukuki ve maddi vakıalara göre sonuçlandırılması gerektiği benimsenmiştir. Olayımıza gelince; Mahkemece, dava tarihine kadar tazminat hesabı yapılarak bu bedel üzerinden tahsil karar verilmiş ise de bununla yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde dava tarihi olan 03.05.2012 tarihinden tahliye tarihi olan 20.09.2012 tarihine kadarki 1.050,00 TL tazminatın da davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalıdır.Hüküm, bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.10.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.