Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/4818 E. 2019/3304 K. 11.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4818
KARAR NO : 2019/3304
KARAR TARİHİ : 11.04.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; hatalı ödeme nedeniyle 31.779,37 TL’ nin ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; idarenin mükerrer ödemeyi 11/07/2011 tarihinde öğrenmesine rağmen davayı 27/05/2015 tarihinde açtığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Somut olayda; mükerrer ödemede bulunulduğu iddiasıyla, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak talep edilmektedir.
Sebepsiz zenginleşmede; davacının geri alma hakkının, buna karşın davalının geri verme borcunun doğması, bunların malvarlıklarının birbirinin zararına ve yararına olmak üzere karşılıklı yoksullaşma ve zenginleşmelerine bağlıdır ve bunun doğal sonucu olarak da, kural olarak, bu geri alma hak ve borcunun doğum anı, sebepsiz yoksullaşma ve sebepsiz zenginleşme olgularının gerçekleştikleri andır. O halde, geri isteme hakkının kapsamı da kural olarak, anılan hak ve borcun doğdukları tarihten daha önce belirlenemez. Zira, geri alma, bu yoksullaşma ve zenginleşmenin sonucudur ve bu olgular gerçekleşmeksizin geri alma söz konusu değildir.
BK. mad. 66’ya göre, iade alacaklısının geri alma hakkının varlığını öğrenmesinden itibaren 1 yıl ve herhalde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren 10 yıl sonra nedensiz zenginleşmeden doğan iade istemi zamanaşımına uğrar. 6098 sy TBK 82. maddesinde ise aynı ilkeler benimsenmiş, ancak 1 yıllık süre 2 yıl olarak kabul edilmiştir. Bir yıllık sürenin başlaması için, iade alacaklısının kendisi aleyhine zenginleşen kişiyi ve zenginleşmenin kapsamını (nedensiz olarak uğranılan malvarlığı azalmasını) bilmesi aranmalıdır. Zira, davalının zenginleşmesinin, davacının hukuk alanının ihlali sonunda elde edildiği bilinmeden dava açılamaz.

6098 sy TBK 82. maddesine göre iki yıllık sürenin başlaması için, iade alacaklısının kendisi aleyhine zenginleşen kişiyi ve zenginleşmenin kapsamını (nedensiz olarak uğranılan malvarlığı azalmasının miktarını) bilmesi aranmalıdır.
Dosyanın incelenmesinde; davalı tarafından dava dışı … Grup Medikal Tekn. ve Sağl. Malz. San ve Ltd Şti aleyhine …. İcra Müdürlüğünün Esas: 2009/17959 sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olup, takibin kesinleşmesi üzerine davalı tarafından borçlu şirketten alacağı olan hastanelerdeki doğmuş ve doğacak istihkak ve alacaklarına haciz konulması talebi üzerine …. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin muhasebe kayıtlarını tutan saymanlık tarafından icra dosyasına 18.11.2009 tarihinde 31.779,37 TL yatırıldığı görülmüştür. Diğer taraftan, dava dışı … Grup Medikal Tekn. ve Sağl. Malz. San ve Ltd Şti tarafından Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği aleyhine fatura bedelinin tahsili amacıyla … Asliye Ticaret Mahkemesine Esas: 2011/265 sayılı dosyası ile açılan kısmi davada, 19.01.2012 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş, karar 20.05.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Yine dava dışı şirket tarafından Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi aleyhine …. Asliye Hukuk Mahkemesine Esas: 2013/248 sayılı dosya ile bakiye alacakları için dava açıldığı ve yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne 23.01.2014 tarihinde karar verildiği ve kararın, karar düzeltme talebinin reddi ile 05.03.2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 27.05.2015 tarihinde açıldığı görülmüştür. Bu durumda, hatalı ödemeyi öğrenme tarihinin mahkeme kararının kesinleştiği 05.03.2015 tarihi olarak kabul edilmesi gerekir.
O halde, mahkemece; zamanaşımı süresinin, davacının (zarar görenin) mal varlığındaki eksilmeye yol açan eylem ve işlemin haksız olduğuna kesin olarak kani bulunduğu ve malvarlığındaki eksilmenin miktarını tam olarak öğrendiği tarihten itibaren başladığını kabul ederek; davalının zamanaşımı itirazının reddi ile işin esasına girilerek, sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu, zamanaşımının başlangıcı olarak davacı kurumun mükerrer ödemeyi öğrendiği 11.07.2011 tarihin kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.