Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/4788 E. 2018/10128 K. 17.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4788
KARAR NO : 2018/10128
KARAR TARİHİ : 17.10.2018

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davaya konu taşınmazın maliki olup, 19.09.2008 tarihinde su aboneliğini yaptırdığını, davalı İdare tarafından kendisine su ve kanalizasyon harcamalarına katılma paylarının ödenmesi için 14.12.2011 tarihli ödeme emri gönderildiğini, iş bu ödeme emrinin iptali için Sivas Vergi Mahkemesinde açtığı davada; ”Davacının sahip olduğu taşınmaz için hesaplanmış olan su ve kanalizasyon harcamalarına katılma paylarının tahsili yolunda düzenlenen ödeme emrinde, söz konusu payların ilan ve davacıya tebliği yoluna gidilerek, iki yıllık yasal ödeme süresi içerisinde ödenmemesi üzerine, tahakkuk ettirilip kesinleştirilmeden düzenlenmiş olması nedeniyle, hukuka uyarlık görülmemiştir.” gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline ve 84.90TL yargılama gideri ile 600.00TL vekalet ücretinin davacıya ödenmesine karar verildiğini, bu nedenle 15.09.2008 tarihinde kendisinden tahsil edilen 3.800,00 TL’nin 15.09.2008 tarihinden itibaren yıllık %9 oranında hesaplanan faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikle toplam 5.510.90 TL’nin ödenmesi için davalı İdareye 19.11.2012 tarihinde yazılı müracaatta bulunduğunu, davalının yalnızca 600,00TL vekalet ücretini ödediği ancak diğer taleplerle ilgili hiçbir cevap vermediğini ileri sürerek ödenmeyen 4.910.90 TL’nin müracaat tarihi olan 19.11.2012 tarihinden itibaren hesaplanan yıllık %9 oranında hesaplanan 156.21TL faizi ile birlikte tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı; açılan davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacının taleplerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; bilirkişi tarafından düzenlenen raporda Belediye tarafından alınan yol, su ve kanalizasyon katkı paylarının hesabında herhangi bir hatanın yapılmadığının bildirildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen raporun usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava konusu uyuşmazlık, davacının malik olduğu bağımsız bölüme ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi için davalı idareye yol harcamalarına katılma payı, kanal katılım ve şebeke hisse bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.Uyuşmazlığın çözümünde, öncelikle konu ile ilgili mevzuat hükümlerinin açıklanması yerinde olacaktır.01.07.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda uyuşmazlık ile ilgili düzenlemelerinin incelenmesinde;Yol harcamalarına katılma payı;
Madde 86 – Belediyelerce veya belediyelere bağlı müesseselerce aşağıdaki şekillerde inşa, tamir ve genişletilmeye tabi tutulan yolların iki tarafında bulunan veya başka bir yola çıkışı olmaması dolayısıyla bu yoldan yararlanan gayrimenkullerin sahiplerinden meclis kararı ile Yol Harcamalarına Katılma Payı alınabilir.
a)Yeni yol açılması;
b)Mevcut yolların yüzde 40 nispetinde veya daha fazla genişletilmesi;
c)Kaldırımsız ve bakımsız bulunan yolların, kaldırım ve parke kaldırım haline getirilmesi veya asfalt yapılması, kaldırım veya şose halindeki yollarında parke, beton veya asfalta çevrilmesi;
d) Mevcut kaldırım veya parkelerin sökülüp yeniden düzenlenmesi,
Yolların kaldırımlar da dahil olmak üzere (15) metreden fazla genişliklerine düşen giderler, belediyelere ait olup harç payına konu teşkil etmez.
İki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller için asıl cepheyi teşkil eden yoldan düşen pay tam, diğer yollara ait pay ise yarım olarak hesaplanır.
Kanalizasyon harcamalarına katılma payı;
Madde 87 – Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı alınır:
a)Yeni kanalizasyon tesisi yapılması,
b)Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi.
İki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller, hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında o yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.
Su tesisleri harcamalarına katılma payı:
Madde 88 – Belediyelerce veya belediyelere bağlı müesseselerce beldede aşağıdaki şekillerde su tesisleri yapılması halinde, dağıtımın yapıldığı saha dahilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden, Su Tesisleri Harcamalarına Katılma Payı alınır:
a) Yeni içme suyu şebeke tesisleri yapılması,
b) Mevcut şebeke tesislerinin tevsii ve ıslahı.
Birden fazla yol kenarında bulunan gayrimenkullere ait payın hesabında, bunların yalnız suya bağlandıkları yol üzerindeki uzunlukları esas alınır.
Payların hesaplanması:
Madde 89/a- Harcamalara katılma payları bir program dahilinde veya istek üzerine doğrudan doğruya yapılan işlerde, bu hizmetlerden dolayı yapılan giderlerin tamamıdır. Şu kadar ki yapılacak giderler peşin ödendiği takdirde bu paylar ilgililerden % 25 noksanıyla alınır. Ancak bu tür hizmet giderleri bayındırlık ve iskan bakanlığı ile iller bankası tarafından tespit edilen ve yayınlanan rayiç ve birim fiyatlara göre hesaplanan tutarları aşamaz.
Özel devlet yardımları, karşılıksız fon tahsisleri, bu işler için yapılacak bağış ve yardımlar ve istimlak bedelleri giderler tutarından indirilir.
Harcamalara katılma payları bina ve arsalarda vergi değerinin yüzde 2’sini geçemez.
Payların tahakkuk şekli:
Madde 90- Yol Harcamalarına Katılma Payı, bu hizmetin yapıldığı yollardan faydalanan, Su Tesisleri İle Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payları ise hizmetten faydalanma şekillerine göre ilgili gayrimenkul sahipleri arasında ve 89’uncu maddeye göre hesaplanan katılma payları toplamının ilgili gayrimenkullerin vergi değerleri toplamına oranlanarak dağıtılması suretiyle hesaplanıp tahakkuk ettirilir. Şu kadar ki, ibadet yerleri hakkında harcamalara katılma payı tahakkuku yapılmaz.
Tahakkuk zamanı:
Madde 91- Harcamalara katılma paylarının tahakkuku, işler hangi ihale usulü ile yapılmış olursa olsun, hizmetin tamamlanarak halkın istifadesine sunulmuş olmasından sonra yapılır.
Ancak, yapılacak yazılı tebliğ ile verilecek süre içinde ilgililerin harcamalara katılma paylarını peşin ödemeyi kabul etmeleri halinde, bu paylar, kabule ilişkin yazılı başvuru tarihinden itibaren bir ay içinde tahakkuk ettirilir.
Payların ilanı:
Madde 92- Yukarıdaki maddelerde yazılı esaslar dairesinde hesaplanan paylar, mükelleflerin soyadları, adları, adresleri ve kendilerine isabet eden pay miktarını gösteren ve mahiyetlerine göre mahalle, cadde ve sokak itibariyle düzenlenecek tahakkuk cetvellerinin bir ay süre ile belediye ilan yerlerine asılması suretiyle ilan olunur.
Katılma payları tutarları mükelleflere ayrıca tebliğ olunur.
Tahsil şekli:
Madde 93- Harcamalara katılma payları belediyelerce veya bunlara bağlı müesseselerce, 92 nci maddeye göre payların ilan ve tebliğ edildiği yılı takip eden yıldan itibaren iki yılda ve dört eşit taksitte, peşin ödemelerle tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde tahsil olunur. Ancak, yukarıda yazılı ödeme sürelerini, ilgili belediyelerin teklifi üzerine, 5 yıla (peşin ödemelerde bir yıla) kadar uzatmaya ve buna göre taksit sürelerini tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bakanlar Kurulunca bu yetkinin kullanılması halinde, uzatılan ödeme süreleri için belediyeler, belediye meclislerinin kararı üzerine ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca alınan tecil faizi oranını aşmamak üzere faiz alabilirler.
Satış, hibe ve trampa gibi devir hallerinde ferağ sırasında o tarihe kadar ödenmemiş taksitler peşin olarak tahsil olunur.Harcamalara katılma payına tabi gayrimenkullerin listesi belediyelerce ilgili tapu dairelerine bildirilir. Bu gayrimenkullerin satış, hibe ve trampaları halinde tapu dairesi payın tahsilini sağlamak üzere, belediyeyi haberdar eder ve pay ödenmedikçe intikal işlemi yapılmaz.Yönetmelikle tespit olunacak hususlar:
Madde 94- Harcamalara Katılma Paylarının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye, Bayındırlık ve İmar ve İskan Bakanlıklarının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca düzenlenecek bir yönetmelikte belirtilir.”
Kanun koyucu 94’üncü maddede konu ile ilgili yönetmelik çıkarma yetkisini İçişleri Bakanlığına vermiş olup, bu yetkiye istinaden İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun Harcamalara Katılma Payları ile İlgili Hükümlerin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 21.08.1981 tarihli 17435 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve 01.07.1981 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir.
Bu Yönetmelik hükümlerine göre;
Yol Harcamalarına Katılma Payı
Mahiyeti
Madde 4-Belediye veya bağlı kuruluşlarınca, belediye sınırları ve mücavir alanlar içerisinde,
a)Yeni yol açılması,
b)Mevcut yolların %40 oranında veya daha fazla genişletilmesi,
c)Kaldırımsız ve bakımsız bulunan yolların kaldırım veya parke kaldırım haline getirilmesi veya asfalt yapılması, kaldırım veya şose halindeki yolların da parke, beton veya asfalta çevrilmesi,
d)Mevcut kaldırım veya parkelerin sökülüp yeniden düzenlenmesi,
hallerinde bu yolların iki tarafında bulunan veya başka bir yola çıkışı olmaması dolayısıyla bu yoldan yararlanan gayrimenkullerin sahiplerinden Yol Harcamalarına Katılma Payı alınır.
Payın hesaplanması
Madde 5 – Yol Harcamalarına Katılma Payı bir program dahilinde veya istek üzerine doğrudan doğruya yapılan işlerde, 4. madde de hizmetler için yapılan giderlerin 1/3’üdür. Giderlerin hesaplanmasında maliyet, işler hangi ihale usulü ile yapılmış olursa olsun, Bayındırlık Bakanlığı ve İller Bankası Genel Müdürlüğünün o yıllar için tespit ederek yayınladığı birim fiyatlar ve rayiçlere göre hesaplanan gerçek bedeli geçemez.
Yolların kaldırımlar da dahil olmak üzere (15) metreden fazla genişliklerine düşen giderler, belediyelere ait olup, harç hesaplanmasında bu giderler nazara alınmaz.
Böylece hesaplanan giderler tutarında özel devlet yardımları karşılıksız fon tahsisleri, bu iş için yapılan bağış ve yardımlar ile istimlak bedelleri düşüldükten sonra kalan miktarın 1/2’si, 4. maddede belirtilen mükellefler adına Belediye Encümeninin kararını müteakip tahakkuk ettirilir.
Payın Tahakkuk Şekli
Madde 6 – Yol Harcamalarına Katılma Payı 5. maddeye göre hesaplanan katılma payları toplamının ilgili gayrimenkulleri sahipleri arasında vergi değeri toplamına oranlanması ile bulunur. İki veya daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkul için asıl cepheyi teşkil eden yoldan dolayı düşen pay tam, diğer yollardan dolayı düşen paylar ise yarım olarak tahakkuk ettirilir.
Payın Tahakkuk Zamanı
Madde 7 – Yol Harcamalarına Katılma Payının tahakkuku, iş hangi ihale usulüne göre yapılmış olursa olsun, hizmetin tamamlanarak halkın istifadesine sunulmasından sonra yapılır.Şu kadar ki, belediyenin çalışma programı uygulaması gereğince veya teknik zorunluluklar dolayısıyla kısım kısım inşa, tamir veya genişletme yapılması halinde, bitirilerek istifadeye açılmış olması şartı ile, katılma payının kısım kısım da tahakkuku mümkündür.
İşin bitirilerek hizmete açılmış olduğu geçici kabulünün yapılması ile belirlenir.
“Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı
Madde 8- Belediye veya bağlı kuruluşlarınca, belediye sınırları ve mücavir alanlar içerisinde,
a) Yeni kanalizasyon tesisi yapılması,
b)Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi hallerinde, bu tesislerden faydalanacak gayrimenkullerin sahiplerinden Kanalizasyon Harcamalarına katılma payı alınır. İki veya daha fazla yol kenarlarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış iseler, payın hesabından o yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.”
Katılma payının hesabında Yönetmeliğin yol harcamalarına katılma payı ile ilgili 5’inci maddesinde düzenlenen usulün izlenmesi gerektiği, 9’uncu maddede “Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı bu yönetmeliğin 5’inci maddesinde belirtilen esaslar dahilinde hesaplanır” denilmek suretiyle belirlenmiştir.
Aynı usulün, 12’nci maddeye göre yeni içme suyu şebeke tesislerinin yapılması veya mevcut şebeke tesislerinin tevsii ve ıslahı hallerinde, dağıtımın yapıldığı saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden tahsil edilecek su tesisleri harcamalarına katılma payının belirlenmesinde de uygulanacağı 13’üncü maddede hükme bağlanmıştır.
Devam eden maddelere göre harcamalara katılma payının üst sınırı bina ve arsaların vergi değerinin yüzde birini geçemez (m.16). Bu esaslara göre hesaplanan tahakkuk cetvelleri bir ay süre ile Belediye ilan tahtasında ve varsa belediye ses yayın aracı ile ilan edilir ve tutarlar mükelleflere ayrıca tebliğ olunacağı gibi tahsilde de bu tebliğ tarihi esas alınır (m. 19) düzenlemelerini içermektedir.
Yönetmeliğin açıklanan bu ayrıntılı düzenlemeleri, dayanağı olan 2464 sayılı Kanunla örtüşmektedir.Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacının, … İli, …Mah. 103 Sok. Kapı No:9 Daire:1, adresindeki bağımsız bölüm için 15.09.2008 tarihinde (“yapı kul.i, yol harcam, kanalizasy, su tesisle” açıklaması ile) 1.968,90 TL, 25.05.2009 tarihinde (“yol harcam” açıklaması ile) 1.995 TL ödeme yaptığı, 19.09.2008 tarihinde de su aboneliğini yaptırdığı, davalı İdare tarafından kendisine su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payı ödenmesi için ödeme emri gönderildiği, ödeme emrinde; 2008/10. döneme ait su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payı olarak toplam 3.800 TL, 14.12.2011 tarihi itibariyle hesaplanan 1.487,20 TL gecikme zammının 7 gün içinde ödenmesinin talep edildiği, davacının işbu ödeme emrinin iptali için dava açtığı, açılan davada … Vergi Mahkemesinin 2012/60 E. – 281 K. sayılı kararı ile mahkemece; “… davacının sahibi olduğu taşınmaz için hesaplanmış olan su ve kanalizasyon harcamalarına katılma paylarının tahsili yolunda düzenlenen ödeme emrinde söz konusu payların ilan ve davacıya tebliği yoluna gidilerek iki yıllık yasal süresi içerisinde ödenmemesi üzerine tahakkuk ettirilip kesinleştirilmeden düzenlenmiş olması nedeniyle hukuka uyarlılık görülmemiştir.” gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği, kararın taraflara 22/01/2013 tarihinde tebliğ edildiği, kararın bu şekilde kesinleştiği, davacıdan abonelik sırasında yukarıda belirtilen şekilde tahsilat yapıldığı, davalı idare tarafından davacıya gönderilen ve Vergi Mahkemesince iptal edilen ödeme emrinin davaya konu edilen abonelikle ilişkili olup olmadığı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.Davalı kurum tarafından dosyaya sunulan cevabi yazılarda, davacıya ait taşınmaza su ve kanalizasyon hizmetinin götürüldüğü, kanalizasyon şebekesinin çok eski tarihlerde yapılmış olup, içme suyu şebekesinin (abonelikten sonra) 2012 yılında “cansuyu projesinde” yenilenerek iyileştirme yapıldığı belirtilmiştir.Uyuşmazlığa konu olayda, davalı tarafından, su aboneliği için davacı hakkında yol harcamalarına katılma payı, kanal katılım ve şebeke hisse bedeli tahakkukunda bulunulmuştur.Yargılama sırasında düzenlenen ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; … Belediyesi İşletme Müdürlüğünün 23.01.2015 tarihli yazısında göre; yol, su, kanalizasyon harcamalarına katılım paylarının her birisi için %2 olarak tespit edildiği, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 89’uncu maddesinde; harcamalara katılma paylarının bina ve arsalarda vergi değerinin %2’sini geçemeyeceği hükmünün yer aldığı, sonuç olarak; davalı …’nin davacıya tahakkuk ettirerek tahsil ettiği yol, su ve kanalizasyon katkı paylarının hesabında herhangi bir yanlışlığın olmadığı, yasal mevzuata uygun olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.Yukarıda açıklandığı üzere; dava konusu yol, kanalizasyon ve su tesisleri harcamalarına katılım paylarına ilişkin usul ve esaslar 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda ve bu kanuna dayalı olarak İç İşleri Bakanlığı tarafından çıkarılan “Belediye Gelirleri Kanunu’nun Harcamalara Katılma Payları ile ilgili Hükümlerin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’te düzenlenmiş olup, bu bedellerin tahsilinde işbu yönetmelikte belirlenen düzenlemelerin (yol ve yöntemin) esas alınması gerekecektir. Davalı idarenin anılan yasa ve yönetmeliğe dayanmadan ve bu yasal düzenlemelerle sınırları çizilmiş olan kurallara uymadan kişilerden herhangi bir tahsilat yapması, bu nedenlerle mümkün değildir.Davalı idarenin ancak 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ve bu kanuna dayalı olarak İç İşleri Bakanlığı tarafından çıkarılan “Belediye Gelirleri Kanunu’nun Harcamalara Katılma Payları ile ilgili Hükümlerin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik çerçevesinde yapılacak hesaplama ile belirlenecek katılım payını, bu Kanunda düzenlenen sınırlamaları aşmamak ve kanuni prosedürü uygulamak kaydıyla, bu bedelleri hizmetten istifade eden taşınmazların yol, şebeke veya kanalın tamamlanarak hizmete sunulduğu yahut mevcut şebeke tesislerinin tevsii ve ıslahı tarihinde, maliki olan kişilerden Belediye Gelirleri Kanununu ve İç İşleri Bakanlığı yönetmeliğinin belirlediği usul ve sınırlar dahilinde tahsil edilmesi gerektiği açıktır.O halde mahkemece, ilgili yasal düzenlemeler uyarınca, davalı idarenin, davacının taşınmaza malik olduğu tarihten sonra yapmış olduğu bir yol, kanal ve şebeke hizmeti ya da mevcut alt yapının tevsii veya ıslahı şeklinde bir hizmeti var ise ancak bunun bedelini davacı malikten talep edebileceği, davacının malik olduğu tarihten önce yapılan bu hizmetlerin bedelini ise hizmetin yapıldığı tarihten sonra malik olan davacıdan isteyemeyeceği gözetilerek, öncelikle davacının taşınmaza hangi tarihte malik olduğu, davalı kurumun dava konusu bölgede yol hizmeti, su ve kanalizasyon hattı yapıp yapmadığı, yapmış ise hangi tarihte yapıldığı kesin olarak saptadıktan sonra, şayet davalı kurum tarafından davacının dava konusu taşınmaza malik olduğu tarihten sonra bu yönde bir hizmet sunulmuş olduğu tespit edilir ise, bu durumda davalı idarenin yol hizmeti, yeni kanal katılım ve şebeke hisse bedelini veya mevcut su ve kanalizasyon şebekelerinin ıslahı ya da tevsii bedellerini 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda ve bu kanuna dayalı olarak İç İşleri Bakanlığı tarafından çıkarılan “Belediye Gelirleri Kanunu’nun Harcamalara Katılma Payları ile ilgili Hükümlerin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik hükümlerinde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tahsil edebileceği dikkate alınarak, davacıdan tahsili gereken yol, kanal katılım ve şebeke hisse bedelinin 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda ve bu kanuna dayalı olarak İç İşleri Bakanlığı tarafından çıkarılan “Belediye Gelirleri Kanunu’nun Harcamalara Katılma Payları ile ilgili Hükümlerin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik hükümlerindeki mevcut hükümler çerçevesinde belirlenerek davanın yol, kanal katılım, şebeke hisse (harcama) bedelleri yönünden kabulü halinde, birikmiş faiz yönünden davacı 11.11.2012 tarihinde davalıya yazılı müracaatta bulunduğunu, davalı idarenin evrak kayıt defterine 20.11.2012 gününde 13167 nosu ile kayıt edildiğini belirttiğinden temerrüt açısından buna ilişkin araştırmada yapılarak, ayrıca Sivas Vergi Mahkemesinin 2012/60 E – 2012/281 K sayılı 21.09.2012 tarihli ilamı da gözeterek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.10.2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, delillerinin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle idare mahkemesi kararının şekil eksikliği nedeniyle usulüne uygun olmayan ödeme emrinin iptaline ilişkin bulunmasına ve alacağın varlığı ve miktarı yönünden Belediye Gelirleri Kanununa uygun olarak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş olmasına göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan mahkeme kararının ONANMASI düşüncesinde olduğumdan, sayın çoğunluğun araştırmaya yönelik bozma gerekçesine iştirak edilmemiştir.