Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/4369 E. 2018/11508 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4369
KARAR NO : 2018/11508
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı asıl dosyada, davalı bakanlığa bağlı … Öğretmenler Lokali’nin davacı kurumun 11089007 no lu su abonesi olduğunu, aboneliğin 283/12 Sokak No: …-B … … adresi için tesis edildiğini, borçlu abone tarafından 2011 yılı 12. ayı faturasının ödenmediğini, bu borcun içerisinde geçmiş dönem aylara ilişkin ödenmeyen borçların olduğunu, ödenmeyen su bedelleri için 3.472,73 TL asıl alacak, 589,90 TL işlemiş faiz, işlemiş faizin % 18 KDV’si 106,18 TL ve 739,80 TL faizsiz alacak olmak üzere toplam 4.908,61 TL’ nin tahsili için … 22. İcra Müdürlüğünün 2013/54 sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalı borçlunun icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 icra inkar tazminatının davalıya ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dosyada davacı, davalı kurumun 1… su abonesi olduğunu, aboneliğin 283/12 Sokak No:… dükkan … /… adresi için tesis edildiğini, borçlu abone tarafından ilgili aboneliğe ait 2010 yılı 5,6,7,10,11ve 12. aylar ile 2011 yılı 1,12. aylara ilişkin toplam 2.444.22 TL borcun ödenmediğini, 2.145,33 TL olarak borç tahakkuk ettirildiğini, bu bedellerin tahsili için davalı hakkında … 22.İcra Müdürlüğü’nün 2013/55 Esas sayılı dosyası ile, 1.903.72 TL asıl alacak, 323.88 TL faiz, 58.21 TL KDV ve 241.61 TL faizsiz alacak olmak üzere toplam 2.526.92 TL bedelinin icra takibine konu edildiğini, davacı kurum tarafından yapılan işlemin usul ve yasaya uygun olduğunu, davalının itirazının da haksız olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı kurumun su abonesi olan … Öğretmenler Lokalinin 5747 sayılı yasa gereğince 06.03.2008 tarihinde … İlçesi sınırları içinde kaldığından, lokalin isminin … Öğretmenler Lokali olarak değiştirildiğini, 01.05.2011 tarihi itibarı ile kira sözleşmesi yapılmak sureti ile başka bir adrese taşındığını, bu nedenle ödenmediği iddia edilen 2011 yılı 12. ayına ilişkin borcun davalı ile ilgisinin bulunmadığını, ayrıca daha sonra … Öğretmenler Lokalinin 23.10.2012 tarihli valilik oluru ile kapatıldığını, kurumun tüm borçlarının Konak Hasan Sağlam Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okuluna devredildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, asıl davada, davalının … 22. İcra Müdürlüğünün 2013/54 sayılı dosyasına itirazının kısmen iptali ile 490,22 TL asıl alacak üzerinden ve bu miktarın takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına, % 20 oranında 98,04 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen 2013/482 Esas sayılı dosyası yönünden, davalının … 22. İcra Müdürlüğünün 2013/55 sayılı dosyasına itirazının kısmen iptali ile 209,38 TL asıl alacak üzerinden ve bu miktarın takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına, % 20 oranında 41,88 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2016/10528 Esas- 2016/11689 Karar sayılı ve 17.10.2016 tarihli kararı ile “Somut olayda; su aboneliğinden kaynaklanan ilamsız icra takiplerine davalı tarafından itirazda bulunulmuş, davacı tarafından da takibe vaki itirazın iptali davası açılmış olup, mahkemece hükme esas alınan 06.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda, abone tüketim tahakkuk bilgileri dökümünden yararlanılarak, 11089007 nolu su abonesinin 490,22 TL; 11089003 su abonesinin ise 209,38 TL abone borcunun bulunduğu bildirilmiş, ancak davacı taraf sözkonusu raporda bilirkişinin dava konusu dönemlere ilişkin salt su tüketim miktarlarının baz alarak, diğer kalemlerin ise dikkate almadan hesaplama yaptığı gerekçesiyle itirazda bulunmuş, 01.08.2011 tarihli dilekçe ekinde ise bir kısım belgeler sunmuş, bunun üzerine mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen 21.11.2014 tarihli ek raporda, davacı vekilinin 01.08.2011 tarihli dilekçe ekinde sunduğu belgelerin fatura oluşturduğu form niteliğinde belgeler olduğu gerekçesi ile bu belgeler üzerinde inceleme yapılmayacağı görüş ve kanaatini bildirdiği anlaşılmıştır. Mahkemece benimsenen bu bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Söz konusu rapor bu hali ile hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı anlaşılmıştır. Öyle ise mahkemece; su borcundan kaynaklanan alacakların hesaplanması konusunda uzman bilirkişiden yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınması ,raporda davacı vekilinin 01.08.2011 tarihli dilekçe ekinde sunduğu belgeler ile dava konusu dönemlere ilişkin faturaların da istenilerek irdelenmesi suretiyle hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 06.03.2018 tarihli son kararında; asıl dava yönünden davalının … 22. İcra Müdürlüğünün 2013/54 sayılı dosyasında 3.423,64 TL asıl alacak ve 589,90 TL faize yönelik gerçekleştirdiği itirazın iptali ile takibin takip tarihi itibari ile 3.423,64 TL asıl alacak ve 589,90 TL faiz olmak üzere toplam 4.013,54 TL üzerinden devamına, alacağın % 20’sine tekabül eden 802,71 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen dava yönünde; davalının … 22. İcra Müdürlüğünün 2013/55 sayılı dosyasında 1.903,72 TL asıl alacak ve 323,38 TL faize yönelik gerçekleştirdiği itirazın iptali ile takibin takip tarihi itibari ile 1.903,72 TL asıl alacak ve 323,38 TL faiz olmak üzere toplam 2.227,10 TL üzerinden devamına, alacağın % 20’sine tekabül eden 445,45 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, su borcunun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilememiştir. Şöyle ki, kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak teşkil eder.
Somut olayda bozma ilamında, uzman bilirkişiden rapor alınması hususu açıkça belirtilmiş, ancak mahkemece, bozmaya uyulmuş olmasına karşın, bozma gereği yerine getirilmemiş ve yine avukat bilirkişiden rapor alınmıştır. Dosya kapsamına göre rapor alınan bilirkişi konusunda uzman değildir. Bu durumda, mahkemece, su aboneliği konusunda uzman mühendis bilirkişiden rapor alınarak, davacının ödemesi gereken su bedelinin denetime elverişli bir şekilde hesaplatılması gerektiği kuşkusuzdur.
2- 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 24.maddesinin c bendinde; vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda; taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin abonelik sözleşmesi bulunması nedeniyle, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 24.maddesine göre, sözleşmeden kaynaklanan tazminat alacaklarına işletilecek faiz, anılan verginin matrahına dâhil olduğundan, işlemiş faize KDV ilave edilebileceği kuşkusuzdur. Mahkemece, davacının faize KDV isteminin yerinde olduğu gözetilerek, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının belirlenip, belirlenecek bu bedele hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’ un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’ un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.