Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/4000 E. 2019/8034 K. 16.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4000
KARAR NO : 2019/8034
KARAR TARİHİ : 16.10.2019

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAH. 4. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, davalı vekilinin istinaf kanun yoluna müracat etmesi üzerine, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde; tarafların istinaf talebinin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, dava dilekçesinde; 13.07.2015 tarihinde DEDAŞ’a ait elektrik hattındaki iletken telin kopması sonucu çıkan yangın nedeni ile taşınmazlarında bulunan meyveli ve meyvesiz ağaçların yandığını, tespit yaptırdıklarını, zararlarının giderilmediğini, davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 3.000,00 TL tazminat ile 100,00TL ecrimisilin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili, 08/04/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini 49.850,00 TL’ye artırmıştır.
Davalı, cevap dilekçesinde; olay nedeniyle meydana gelen zarardan davalının sorumluluğunun bulunmadığını, yangının enerji nakil hattından kaynaklanmadığını, yangına zamanında ve yeterli araçlarla müdahale edildiğini, enerji nakil hattının bakım ve onarımının periyodik olarak yapıldığını belirterek; hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile, 3.000,00 TL’nin dava, 46.750,00 TL’nin ıslah tarihi olan 08.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların ecrimisil talebinin reddine karar verilmiş; ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile; Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/186 Esas, 2017/529 Karar sayılı kararının hüküm kısmının 1. bendinde davacılara sözcüğünden sonra “miras payları oranında” ibaresi eklenmek suretiyle hükmün bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiş; karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava; elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklandığı iddia edilen yangın nedeniyle,uğranılan maddi zararın tazminine ilişkindir.
Bilindiği üzere zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır.
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.
Yerel Mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporu incelendiğinde; raporda kısmen ve tamamen zarar gören ağaçlara yönelik zarar hesabının yukarıdaki yönteme göre yapılmadığı, zarar gören ağaçların yaşı, hasar durumu, adedi, birim değeri baz alınmak suretiyle toplam zarar miktarına ulaşıldığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle, söz konusu raporun hükme esas alınamayacağı kuşkusuzdur.
Mahkemece; yukarıda açıklandığı şekilde bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar vermek gerekirken, zarar kapsamının belirlenmesinde gerçek zarar ilkesine uygun olmayan hesaba dayalı bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3- Bundan ayrı elektrik hatlarının bakım ve onarımının düzenli olarak yapılmaması yanında kaçak elektrik kullanımının sürekli artması nedeniyle elektrik hatlarına fazla yüklenilmesi, ürün sahibi kişilerin de olası yangın olaylarına karşı gerekli önlemleri almamaları sonucu yaz aylarında bu şekilde çok sayıda yangın çıkmaktadır . Davalının da kamu hizmeti gören bir kurum olduğu gözetilerek, Borçlar Yasası’nın 43/1. maddesi (TBK m. 51) gereğince belirlenen zarardan hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre uygun tutarda hakkaniyet indirimi yapılması gerekir. Mahkemece, bu yön göz ardı edilerek hüküm kurulması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK’nın 371. maddesi uyarınca davalı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK’nın 373. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.