Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/3983 E. 2019/302 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3983
KARAR NO : 2019/302
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

Davacı … ile davalı … aralarındaki kişisel eşyanın iadesi davasına dair … Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 02.06.2016 günlü ve 2015/94 E., 2016/123 K. sayılı hükme karşı davalı tarafın temyiz isteminin reddine ilişkin dairece verilen 29.03.2018 günlü ve 2016/15250 E-2018/3197 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; müşterek evi şiddet tehdidi altında ve jandarma korumasında terk etmesinden dolayı kişisel eşyaları dahil olmak üzere hiç bir eşyasını alamadığını, davacıya düğünde takılan 9 adet kalın bilezik ile 1 adet yarım metre uzunluğunda zincirin davalının tasarrufunda kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedeli olan 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında sunduğu beyan dilekçesinde; davacının evden ayrılırken annesiyle birlikte ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, babasının arayı düzeltmek için gittiğinde bu ziynetleri gördüğünü, ziynetlerin kendisinde olmadığını, eşya teslim listesi düzenlendiğini, ziynetleri götürdükleri için eşya taksiminde bu hususun dile getirilmediğini, duruşmalardaki beyanında ise, düğün fotoğrafında görülen zinciri davacıdan alıp çocuğu hastaneye götürürken bozdurduğunu, bunun parasını da hastane giderleri için harcadığını, davacının diğer altınları ve hatta evdeki diğer eşyalarını da alıp götürdüğünü ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; altın zincirin davalı tarafça davacıdan alındığı davalının ikrarı ile sabit olduğu, davalının bu zincirin kendisine davacı tarafından iade edilmemek üzere ve rıza ile verildiğini gösterdiği delillerle ispat edemediği, davaya konu olan 9 adet bileziğin ise davalı tarafından davacıdan alınıp iade edilmediği iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, dava tarihindeki (26.06.2015) değeri 880,00 TL olan, 14 ayar, 11 gram ağırlığında, 65 cm uzunluğundaki 1 adet “baklalı” diye tabir edilen, içi boş altın zincirin davalıdan aynen alınarak davacıya iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bu eşyanın dava tarihindeki toplam değeri olarak kabul edilen 880,00 TL’nin dava tarihinden (26.06.2015) itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya
verilmesine, davaya konu edilen 9 adet kalın altın bileziğe ilişkin istemin reddine dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 29.03.2018 günlü ve 2016/15250 E-2018/3197 K. sayılı ilamı ile; hüküm karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olduğundan, davalı tarafın temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı, daire ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuş, yapılan incelemede; davacı vekilinin süresinde temyiz isteminde bulunduğu ancak zuhulen davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmediği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, Dairemizin 29.03.2018 günlü ve 2016/15250 E-2018/3197 K. sayılı ilamının kaldırılarak, tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi:
1-) 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK’nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190.TL’ye çıkarılmıştır.
Hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
Açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-) Dosya içerisinde bulunan … Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/17 E., 2013/161 K.sayılı dosyasının incelenmesinde; katılanın … , sanığın … olduğu, kasten yaralama suçundan verilen cezanın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın 03.12.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Söz konusu ceza davası ile ilgili olarak …’in kollukta alınan 02.07.2012 tarihli ifadesinde; “şikayetçi ailesinin baskısı altında kalarak özellikle ziynet eşyalarını bozdurup araba almamız nedeniyle ailesinin etkisinden kurtulamayarak geçimsizlik olduğu iddiasıyla makamınıza başvurmuştur. Kayınpederim İsmail Yürek kendisine sorulmadan eşimle birlikte karar vererek aldığımız araç nedeniyle bana buğuz bağlamaktadır. Ziynet eşyalarının çoğunluğunu ise kayınpederim olan İsmail Yürek benim haberim olmadan eşimden almış geride kalan üç beş parça ziynet eşyasını kendisine teslim etmeyip araba aldığımız için bize olumsuz tavır içerisindedir.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu şekilde beyanda bulunmakla, ziynetlerin bir kısmını bozdurarak araba aldığını kabul etmiştir. Davacının bu beyanı kendisini bağlar.
Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.
O halde mahkemece; dava dilekçesinde 9 adet bileziğin iadesi talep edildiği, davalının ise kolluktaki beyanı ile üç beş parça ziynet eşyasını bozdurarak araba aldığını kabul ettiği değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemizce verilen 29.03.2018 günlü ve 2016/15250 E-2018/3197 K. sayılı ilamın kaldırılmasına, birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz isteminin (miktar itibariyle) reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harçlarının istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.