Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/3720 E. 2018/12980 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3720
KARAR NO : 2018/12980
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki ……cılık sıfatının tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; 11/03/2002 tarihli sözleşme ile ……Kompleksi içinde sınırları belirtilen taşınmazda ……cı olduğunu, 02/02/2010 tarihli teknik rapora istinaden 24/09/2010 tarihinde yer tahsisi yapıldığını ve bu tahsis gereğince 3.kişilere kullandırılan dava konusu büfenin bulunduğu alanın, ……lamış olduğu alan içinde kaldığını, hali hazırda da büfenin tahliye edildiğini, ikinci bir kez bir başkasına kullandırılmasının önüne geçmek için ……cılık sıfatının tespiti ile muarazanın giderilmesini istemiştir.
Davalı; davacının sözleşmeye aykırı olarak dava konusu büfe binasını yaptığını ve işlettiğini, haksız işgale son verilmesinin istenmesi üzerine açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar Yargıtay 6.H.D.nin 09/06/2016 tarih ve 2016/6592-4558 E/K sayılı ilamı ile, ‘..davalı ………Müdürlüğü tarafından 2886 sayılı yasa uyarınca ……ya verildiği anlaşılan davaya konu taşınmaz ile ilgili olarak taraflar arasında 11/03/2002 tarihinde düzenlenen …… sözleşmesi 10/03/2012 tarihinde sona ermiştir. Artık bu tarihten sonra yasa gereği sözleşmenin yenilenmesi olanağı kalmadığından davacı ……cı fuzuli şagil durumuna düşmüştür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/10/2010 tarih 2010/13-671 E. – 696 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır. …… süresinin uzatıldığına ilişkin dosyada yazılı bir kanıt bulunmadığına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken …… ilişkisinin devam ettiğinin tespitine karar verilmesi doğru değildir.’ gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; Davanın reddine karar verilmiş; sözkonusu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar bozma kararına uyulmakla, davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak meydana gelmiş olabileceği düşünülür ise de, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununun 75.maddesindeki düzenleme devletin özel mülkiyetinde ya da devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine tahliyesini sağlamaya ilişkin bir düzenleme olup, sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle ……ya veren ………Müdürlüğünün ayrı bir kamu tüzel kişiliğinin bulunması ve …… dışındaki tüm kamu kuruluşlarına ait ……lanan taşınmazlar, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun Konut ve ……… İşyeri ……ları hükümlerine tabi bir yer ise, ……ya verme 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa tabi olsa bile bu taşınmazlar hakkında da Türk Borçlar Kanununun Konut ve ……… İşyeri ……larına ilişkin hükümleri uygulanacağından önceki temyiz incelemesi sırasında bu hususun görülmemiş olması maddi hatadan ileri gelmiştir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, maddi hatanın varlığı halinde, bu maddi hata sonuca etkili bir nitelik taşımakta ise maddi hataya dayanan bozma kararına uyulmakla usuli kazanılmış hak meydana gelmez.
Buna göre dosyanın incelenmesinde; dava konusu büfe yerinin, taraflar arasında görülüp kesinleşen …… 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005/662 Esas, 2007/547 Karar sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna ekli 12.12.2005 tarihli krokide ve işbu dava dosyasında yapılan keşif sonrası alınan ve …… Pekdoğan tarafından düzenlenen krokide ve yine dosya içerisinde mevcut 21.06.2010 tarihli harita mühendisi …… Topuz tarafından düzenlenen krokide, 05.11.2003 tarihli …… sözleşmesi kapsamında olarak gösterildiği halde büfe yerinin 11.03.2002 tarihli ilk sözleşme mi yoksa 05.11.2003 tarihli ikinci sözleşme mi kapsamında olduğu konusunda çelişkili açıklamalar içerdiği, buna göre büfe yerinin taraflar arasındaki hangi sözleşme kapsamında kalan alanda bulunduğunun gerekirse yeniden yerinde inceleme yapılarak konusunda uzman bilirkişilerce tereddüte yer bırakmayacak şekilde kesin olarak tespiti yapılarak, davacının talebine göre ilgili büfe işletmesine ilişkin ayrıca bir kullanım hakkı tanınmasına gerek olmayacağı ve tahliyesine karar verilen 2. sözleşme kapsamında kaldığının tespit edilmesi halinde ise bu sözleşme ile de tahliye kararı verildiği hususları değerlendirilerek buna göre oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.