Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/3697 E. 2018/9977 K. 15.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3697
KARAR NO : 2018/9977
KARAR TARİHİ : 15.10.2018

….
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalının…… kiracı sıfatıyla tekstil sektöründe faaliyette bulunduğunu, elektriğinin davacı müdürlükçe sağlandığını ve fatura bedellerinin yine davacı müdürlüğe ödendiğini, ödenmeyen elektrik fatura bedellerinin tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, İcra Dairesinin ve Mahkemenin yetkisinin bulunmadığını, yetkili mercinin yerleşim yeri olan ……ve Mahkemeleri olduğunu, kiracı olarak ticari faaliyetin……. 27.04.2013 tarihi itibariyle son verdiğini, bu tarihten sonra yapılan tüketimlerden sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; uyuşmazlığın kira ilişkisinden doğan alacaktan kaynaklandığı, bu nedenle davaya bakmaya görevli mahkemenin…… olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Anılan karar, Dairemizin 23.03.2017 tarih ve 2015/19164 E. – 2017/3727 K. sayılı ilamı ile, “…Davacı tarafın dava konusu talebi, taraflar arasındaki elektrik aboneliği sözleşmesinden doğan ve ödenmeyen elektrik tüketimi faturalarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, o yerde ayrı bir Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılacağına karar verilerek, Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılması gerektiği…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
…..

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; itirazın iptali davasının görülebilmesi için öncelikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazın incelenmesi ve yetkili icra dairesinde yapılmış bir takibin olması gerektiği, davalının yerleşim yeri icra dairelerinin yetkili olduğu belirtilerek, takibin yetkisiz icra dairesinde açılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK’nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmelidir.
İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır ( HGK’nın 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 E. 2001/311 K.; 20.03.2002 gün ve 2002/13-241 E.,2002/208 K. ).
Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır….. 27.11.2013 gün ve 2013/13-372 E., 2013/1606 K. sayılı kararı)
İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı yasanın” sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesinde , sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmış olup, bu sebeple sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için başlatılan takipte, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir.
Yetki itirazının incelemesi neticesi mahkeme yetkili olduğuna karar verirse borçlunun icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının reddine karar verilecektir. Mahkeme yapmış olduğu inceme neticesi takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığına kanaat getirir ise “Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine” karar verecektir.(06.10.2004 tarih E:2004/19-410 K:2004/471 karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı)

…..

Somut olayda; davacının, aralarında düzenlenen abonelik sözleşmesi gereği davalı adına tahakkuk eden ve ödenmeyen elektrik fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine takipte bulunduğu, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, eldeki iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Davanın dayanağı icra takibine konu para alacağı olup, talep edilen borç TBK 89. maddesi uyarınca götürülecek borçlardandır.
O halde; davacı/ alacaklının seçimlik hakkı gereği yerleşim yeri olan ……de yetkili olduğu gözetilerek, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığının kabulü ile mahkemece icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz reddedilerek, uyuşmazlığın esastan incelenip, sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK’nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
….