Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/3666 E. 2018/11220 K. 07.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3666
KARAR NO : 2018/11220
KARAR TARİHİ : 07.11.2018

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davalının su ve atık su abonesi olduğunu, 1993/10.dönem ila 2003/9. dönem tüketim bedellerinin ödenmediğini, bir kısmının da süresinden sonra ödendiğini bildirerek 788.396.144.700 TL asıl alacak, 3.007.618.229.000 TL 17.9.2003 tarihine kadar işleyen gecikme zammı, 525.564.519.040 YTL gecikme zammının KDVsi olmak üzere, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, toplam 4.321.578.892.740 TL (eski TL) alacağın asıl alacak kısmına yürütülecek gecikme zammı ve KDV si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı; kamu kurumu ve kuruluşlarından atık su bedeli talep edilemeyeceğini gecikme zammı ve KDV uygulamasının da hukuka aykırı olduğunu savunarak, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını belirterek; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 707.436.527.700 TL asıl alacak, 3.609.908.492.660 TL gecikme zammı ve KDV sinin asıl alacağa dava tarihinden itibaren gecikme zammı ve KDV uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmiş; sözkonusu karar taraflarca temyiz edilmiş; hüküm,Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 3.4.2008 tarihli 2008/3523 Esas – 2008/4783 Karar sayılı ilamıyla “yasal faiz yerine gecikme zammı uygulandığı ve talep aşılarak hüküm tesis edildiği gerekçesiyle” bozulmuş; mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ; 707.436,53 YTL fatura bedeli alacağın dava tarihi olan 16.10.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; sözkonusu karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 6.7.2009 tarihli 2009/4090 Esas ve 2009/9369 Karar sayılı ilamıyla; usuli müktesep hak ilkelerine aykırılık nedeniyle tekraren bozma konusu yapılmıştır.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 6.7.2009 tarihli, 2009/4090 Esas – 2009/9369 Karar sayılı bozma ilamı üzerine, mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; “Davanın kısmen kabulüne, 357.649,18 TL asıl alacak, 854.302,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.211.951,63 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, asıl alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, ancak … abonelik dışındaki aboneliklerin yargılama aşamasında yapılandırıldığı ve yapılandırılan borçların davalı tarafça ödendiği; bu nedenle, bu alacaklar yönünden dava konusuz kaldığından yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,” karar verilmiş; sözkonusu karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12.05.2016 tarihli 2016/3983 Esas – 2016/7664 Karar sayılı ilamıyla; yapılacak işin; karar tarihinden sonra yürürlüğe giren düzenleme gereği, yapılandırma kapsamında bulunan borcun, bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferî alacakların tamamının tahsilinden vazgeçileceği gözönünde tutularak, davacının 6552 sayılı Kanunun 73.maddesinin getirdiği olanaklardan yararlanıp yararlanmadığı incelenmek, elde edilecek sonuç dairesinde bir karar vermekten ibaret olduğu belirtilerek, bozulmuş; mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ;davalı idarenin davaya konu aboneliklerle ilgili 6552 sayılı Yasa kapsamında yapılandırılan borçlarını süresinde ödeyip ödemediği hususunda ASKİ’ye yazılan yazıya verilen cevapta; su borçlarının ödendiği bildirilmiş olduğunu,bu durumda dava konusuz kalmış olup davanın esası hakkında karar tesisine mahal bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 331/1 maddesinde’’Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. ‘’ düzenlemesi yer almaktadır.Somut olayda, mahkemece; 6552 sayılı Yasa’dan faydalanarak yargılama esnasında borçlarını ödeyen abonelerden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilemeyeceğine ilişkin aynı kanunun 73/6 maddesi uyarınca davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmediği ve yapılan yargılama giderlerinin de tarafların uhdesinde bırakılmasına karar verilmiş ise de; ilgili yasa maddelerinde yalnızca bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtarlarıyla ilgili olarak bu kanunun yayınlandığı tarihten sonra bu kararlar ile hükmedilmiş yargılama gideri ve vekalet ücreti bulunması halinde bunların talep edilemeyeceği belirtilmekle; madde hükmünden alacaklı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edebileceği anlaşılmış olup, yukarıdaki madde hükmü gereği de davacının davanın açıldığı tarih itibariyle eldeki davayı açmakta haklı olduğu gözetilerek, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesi gerekmektedir.
Hal böyle olunca; davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, HUMK’nun 440 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi