Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/3603 E. 2018/13266 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3603
KARAR NO : 2018/13266
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki …… bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; dava konusu taşınmazda davalının 01.01.2008 tarihli …… sözleşmesi gereği 1 no’lu daire için 2.000 ……, 2 no’lu daire için 1.500 …… aylık bedeli karşılığında ……cı olduğunu, ödenen …… bedelinin emsallerinin çok altında kaldığından, 05.01.2010 tarihinden itibaren 1 no’lu dairenin aylık ……sının 5.500 ……, 5 no’lu dairenin aylık ……sının ise 4.500 …… olarak tespitine karar verilmesini talep istemiştir.
Davalı, talep edilen artışın fahiş olduğunu Dolar kurunun çok yükseldiği zamanlarda da …… bedellerini itirazsız ödediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; 1 nolu dairenin aylık ……sının net 5.000 Dolar, 5 nolu dairenin ise aylık ……sının net 3.500 Dolar olarak tespitine yönelik olarak verilen karar, Yargıtay 3. H.D.’nin 24.04.2012 tarih ve 2012/6078E. -2012/10870 K. sayılı ilamı ile, “…Dosyanın incelenmesinden taraflar arasındaki ilk …… ilişkisi, 01.10.2008 tarihli …… sözleşmesine dayanmakta ve tespiti istenilen dönem, 01.05.2010 tarihinden itibaren başlayan döneme ilişkin olduğundan, endeks tatbik edilmek suretiyle …… tespiti cihetine gidilecektir.
Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, bir önceki dönem ……sına endeks tatbik edilmek suretiyle …… tespiti cihetine gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise, taraflar arasındaki …… ilişkisi, 01.10.2008 tarihli …… sözleşmesine dayanmakta olup, bu …… sözleşmesinde …… bedelinin “Dolar” olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşme ise, 6570 sayılı Kanunun 11.maddesi uyarınca yenilene gelmiştir.
Borçlar Kanunu madde 83. f.2.uyarınca borcun yabancı para ile ödenmesinin kararlaştırılması halinde, …… parasının sözleşmeye uygun olarak yabancı para ile ödenmesi gerektiğinde şüphe yoktur.
Ancak, yeni dönem …… parasının hakimce arttılarak tespitinin istenmesi halinde; 18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı Yargıtay ……… Kararında öngörüldüğü üzere …… süresi sona erdiğinden 6570 sayılı yasanın 11.maddesi uyarınca yenilenen dönemde …… sözleşmesinin diğer hükümlerinin yenilenmesine karşın, …… parasına ilişkin koşul yenilenmemekte ve …… parası belli olmayan bir sözleşme haline gelmektedir. Yeni dönem …… parasının tespiti anılan ……… Kararında açıklandığı gibi bir “sınırlama” dır. Yeni dönemde hakimin yaptığı sınırlama sonucunda belirlediği “ücret” unsuru ile …… sözleşmesinin yenilenmesi sağlanabilmektedir.
O halde, yeni dönemde …… parasının tespitinin istenilmesi halinde sözleşmedeki ……nın yabancı para ile ödenmesine ilişkin hükmün yenilendiği kabul edilemez. Bu nedenle hakim anılan İ.B.K.’da öngörülen sınırlamayı yaparken, (davalı ……cının bu yönde açık bir kabulü bulunmadığı sürece) Borçlar Kanununun 83/1.hükmü uyarınca …… parasını Türk Lirası olarak takdir etmek ve sözleşmede yer alan boşluğu ona göre doldurmak durumundadır.
Öyle ise mahkemece, davacının dilekçesinde dolar karşılığı Türk Lirası olarak ……nın tespitinin istendiği dikkat alınıp, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile dolar bazında …… parasının tespiti bozmayı gerektirmiştir….” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; 1 nolu bağımsız bölümün aylık …… bedelinin 05.01.2010 tarihinden itibaren brüt 8.956,25TL, 5 nolu bağımsız bölümün 05/01/2010 tarihinden itibaren brüt 6.454,24TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay’ın bozma kararına gerek iradi, gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme, uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi; hükmün bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda ve Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay’ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.(Aynı yönde …nun 26.2.1986 gün ve 1986/1-50 E.-174 K.; 11.5.1994 gün ve 1994/8-252 E.-314 K.; 1.12.1999 gün ve 1999/18-1041 E.-1006 K.; 11.5.2005 gün ve 2005/2-315 E.-333 K.; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E.-573 K. sayılı ilamları).
Bu ilkeler ışığında somut olayda; yerel mahkeme bozma kararına uymakla birlikte bozma gereğini yerine getirmemiştir. Zira; bozma ilamında …… bedelinin artırılması istenen dönemin endeks dönemi olduğu belirtildiği halde, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda …… bedelinin hak ve nesafete göre belirlendiği ve bu belirlenen değerler üzerinden …… bedelinin tespiti yoluna gidildiği görülmektedir. Bu durumda; Mahkemece, artırılması talep edilen dönem endeks dönemi olduğundan …… bedelinin endekse göre artırılarak tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.