Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/3351 E. 2018/10089 K. 16.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3351
KARAR NO : 2018/10089
KARAR TARİHİ : 16.10.2018

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kurumun hakkında kaçak elektrik kullandığından bahisle usulsuz işlemle kaçak tutanağı düzenlendiği, işlemlerin yersiz olup, kaçak kullanımın sözkonusu olmadığını, talep edilen miktarın da fahiş olduğunu ileri sürerek 7.249.38 TL’lik kaçak bedeli ve ek tahakkuk bedelinden borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.Davalı, sayaç harici hat çekmek suretiyle kaçak kullanımın tespit edildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı … İnş. Tur. Müh. Gıda Tic. Ltd. Şti. tarafından açılan davanın reddi ve davacı … tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile davacı …’in … no’lu elektrik aboneliği nedeniyle 29/06/2012-09/07/2012 tarihleri arası 09/07/2012 zabıt tarihli B/5672 zabıt no’lu kaçak kayıt dökümü ile belirlenen toplam borç miktarı olan 7.249,38 TL’den kaçak kullanım nedeniyle 356,19 TL, eksik tüketim bedeli olarak 1.051,75 TL olmak üzere davalı şirkete toplam 1.407,94 TL borçlu olduğunun, 5.841,44 TL’si yönünden davacı …’in davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 20.02.2017 tarih 2015/16376 E.-2017/1654 K. sayılı ilamıyla “Kaçak elektrik ve ek tahakkuk bedeli hesabının,mühür altındaki sayaçlardan geçirilmeksizin ayrı bir hat çekilerek birtakım cihazlar kaçak olarak beslenmiş ise, tüketilen elektrik enerjisi sadece bu hat üzerindeki cihazların kurulu gücü dikkate alınarak tüketimin hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur.Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, kaçak elektrik bedeli ve kaçak ek tahakkuk bedeli kurulu güce göre hesaplanmıştır.
Ancak ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kaçak elektrik bedeli hesaplanırken çalışma saati olarak, her gün için 8.00 saat dikkate alınmıştır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 29.12.2005 tarih ve 622 Karar Nolu Kurul Kararı’nın 1 maddesi D bendi 4. fıkrası ” Diğer abonelerde; 250 saat kabul edilir.” hükmünü ihtiva etmektedir. Belirtilen bu hüküm çerçevesinde dava konusu iş yerinin günlük çalışma saatinin 8.333 saat olarak belirlenmeden hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bununla birlikte, davalı kurumun davaya konu 03.12.2012 tarihli tutanağında müşterinin mükerrer kaçak kullandığına dair tespiti olduğu ancak dosya kapsamında müşterinin daha önce kaçak kullanım yaptığına dair kaçak tespit tutanağının bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece bu belgenin dosyaya celbi istenerek ,müşterinin tekrarlanan kaçak elektrik enerjisi kullandığının tespiti durumunda, kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespit edildiği tarihte yürürlükte olan tek terimli aktif enerji tarife bedelinin 2 katı göz önüne alınarak hesaplama yapılmalıdır.
Davalı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporuna gerekçelerini de göstermek suretiyle itiraz etmiştir. Bu durumda; mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, davalı vekilinin itirazlarının ilgili mevzuat ve yönetmelik çerçevesinde değerlendirilmesi ve kaçak kullanım tarih aralığında yürürlükte bulunan tarife uyarınca kaçak kullanım miktarının, kaçak elektrik ve ek tahakkuk bedelinin tespiti amacıyla, önceki bilirkişi dışında oluşturulacak konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak, davalı kurumun davacı taraftan istemekte haklı olduğu gerçek alacak miktarının duraksamasız belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde davanın 1.025,14 TL üzerinden kısmen kabulüne, davacı …’in 7744787 nolu elektrik aboneliği nedeniyle kendisine tahakkuk ettirilen kaçak elektrik borcundan bu tutar üzerinden borçlu olmadığının tespitine, davanın Yücelen İnşaat yönünden reddine, davacı … kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.025,14 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacı … İnş. Tur. Müh. Gıda Tic. Ltd. Şti.’nden alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’nin 13. maddesinde “1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” düzenlemesi yer almaktadır.Somut olayda, davanın 7.249,38 TL üzerinden açıldığı, mahkemece davacı … yönünden 1.025,14 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru görülmemiştir.Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte belirtilen nedenle hükme “8- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine” şeklinde madde eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.