Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/3031 E. 2018/12950 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3031
KARAR NO : 2018/12950
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

Davacılar 1-… 2-… vd. ile davalı … Müdürlüğüne izafeten … …… Bölge Müdürlüğü aralarındaki istirdat davasına dair … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 11/02/2016 tarihli ve 2015/143 E – 2016/28 K sayılı hükmün düzeltilerek onanması hakkında dairece verilen 22/01/2018 tarihli ve 2016/9195 E – 2018/386 K sayılı ilama karşı davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; hissedarı bulundukları … İli, …… İlçesi, …… Köyünde bulunan 130 ada 28 parsel ve 135 ada 202 parsellerin … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi satış memurluğunun 2014/17 satış dosyası üzerinden 10.11.2014 tarihinde ihale sureti ile satıldığını, bu taşınmaz üzerinde ‘………’ şerhinin bulunduğu gerekçesi ile tapuda işlem yapılamayacağının bildirmesi üzerine toplam 55.770,00 TL’nin taviz bedeli olarak … … 2. Bölge Müdürlüğü hesabına ödendiğini, ancak daha evvel yine kendilerine ait olan aynı köyde bulunan ……… şerhi olan taşınmaz nedeni ile ödedikleri taviz bedelinin istirdadı için açtıkları 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/465 – 2010/204 sayılı kararında da ………nın gayrı sahih vakıf olduğunun tespit edilerek taviz bedelinin iadesine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini belirterek, kendi hisseleri oranında ödedikleri toplam 37.173,00 TL taviz bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; istirdadı talep edilen bedelin 5737 sayılı …… Kanununun 18. maddesi uyarınca taşınmaz üzerinde tasarruf edilebilmesi için alınan bir bedel olduğunu, dava konusu her taşınmazın vakıf hukuku kapsamında ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, başka bir kararın bu davada emsal teşkil edemeyeceğini, ………nın gayri sahih vakıf olduğunun uzman bilirkişilerce yapılacak inceleme sonucunda belirleneceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı vekilinin emsal olarak sunmuş olduğu karar ve bu kararın verildiği dosya incelendiğinde her iki dosyadaki taşınmazların da …… köyünde olduğu ve tarla niteliğinde kayıtlı bulundukları, ………nın gayri sahih ……dan olduğu saptandığından dava konusu taşınmazlardan tahsis tarihi itibari ile miri arazi üzerinde kurulmuş olan ve yalnızca aşar ve rüsumatın vakfedilmiş olduğu gayri sahih vakıf olduğu taviz bedeline tabi olmadığı, dava konusu taşınmazlar için yatırılan taviz bedelinin davacıların hissesine düşen miktarının tapu kayıtlarında yapılan hesaplamalar ve satış dosyasındaki 22.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen bedellerin mahkemece yapılan hesaplamaya da uygun olduğu ve davacılar hissesinin toplam 37.173,00 TL olduğu gerekçesi ile 37.173 TL’nin 26.12.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş hükmün davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 22.01.2018 tarih, 2018/3031 E. – 12950 K. sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.
Onama ilamına karşı davalı tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiş olmakla yeniden yapılan incelemede;
5737 sayılı …… Kanunu 27.02.2008 tarihli …… Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 sayılı …… Kanununun 18.maddesi hükmünce; miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar dışındaki, tapu kayıtlarında icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı Vakıf; zemini vakıf üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder.
Davada; davacılar adına kayıtlı olan dava dışı taşınmazlar hakkında daha evvel verilen emsal karar hükme esas alınmış ise de somut uyuşmazlığın çözümü için ”………nın” mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir.
Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu farklı olacağından bu taşınmazların kadim ………ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığı keşfen ve uzman bilirkişiler marifetiyle saptanmalıdır. Nitekim; emsal dava dosyasında davaya konu olan taşınmaz başında keşif yapılmadığı, uzman bilirkişilerden bu doğrultuda rapor alınmadığı da anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında; vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazlarda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır.
O halde mahkemece; davaya konu taşınmaza ait tapu kaydı ve vakfiye örneği ile birlikte konusunda uzman (üç kişilik üniversitede öğretim görevlisi olan) bilirkişi kurulu aracılığı ile mahallinde keşif yapılarak yukarıdaki ilkeleri kapsar biçimde rapor alınması sağlandıktan sonra sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı tarafın karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairece verilen 22.01.2018 tarih, 2016/9195 E. -2018/386 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına, hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 19.12.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.