Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/2949 E. 2018/10600 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2949
KARAR NO : 2018/10600
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı şirket tarafından kaçak elektrik kullanıldığından bahisle hakkında tutanak düzenlendiğini ve 10.635,51 TL fatura tahakkuk ettirildiğini beyan ederek; davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 07.11.2013 tarihli ve 2013/12305 Esas, 2013/15541 Karar sayılı ilamı ile “..tutanak düzenlenen tarihte ve tutanakta belirlenen adreste davacının faaliyette bulunup bulunmadığı, faaliyette bulunmuş ise faaliyetin hangi tarihten itibaren başladığının kurumlardan sorularak saptanması; aynı yerde bulunan davacıya ait yer ile tutanağa konu yerin ilgisinin bulunup bulunmadığı, yanlış bağlantı yapılıp yapılmadığı, davacının ve tutanağa konu yerin elektrik tüketim ekstreleri incelenerek belirlenmesi için uzman başka bir bilirkişiden rapor alınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 06.10.2015 tarih ve 2015/390 Karar sayılı kararında; davanın reddine karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine; Dairemizin 26.09.2016 tarihli ve 2016/2551 Esas, 2016/11183 Karar sayılı ilamı ile “…15/08/2008 tarihli kaçak elektrik tutanağında; davacının ticarethanede abonesiz enerji kullandığı belirtilmiş, bozma kararı sonrası dosyaya sunulan elektrik mühendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda hesaplama yapılmaksızın davacının sorumlu olduğu görüşünde bulunulmuştur. Mahkemece, dosyanın başka bir elektrik mühendisi bilirkişiye verilmesi, bilirkişiden davalının davacı taraftan isteyebileceği, dava konusu bedelin (kaçak tahakkuku), kaçak tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan EPMHY ve 622 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle hüküm tekraren bozulmuştur. Söz konusu bozma ilamı uyarınca, mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacıya 2008/8 döneminde tahakkuk ettirilen kaçak elektrik kullanım bedelinin gecikme cezası ile birlikte toplam 10.406,63 TL olduğunun, 228,88 TL bedel yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; taraf vekillerinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Dava; kaçak tahakkuku nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir.
Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma ilamına uygun bir karar verilmemiştir. Şöyle ki;
Somut olayda; davacının abone olmadan elektrik kullandığı, bu şekilde Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi anlamında kaçak elektrik fiilini gerçekleştirdiği sabittir.
Kaçak tespit tutanaklarının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır. İş bu Kararın 1/C maddesinde kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak kaçak tahakkukunda esas alınacak tüketim miktarının nasıl hesaplanacağı belirlenmiştir. Buna göre;
”1) Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
a) Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, (Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.)
b) Doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa;
2) Müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve ortalama aylık çalışma saatine göre, hesaplanır.”
Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi kurulu raporu incelendiğinde; bilirkişi tarafından, kaçak tutanağında kullanılan elektrik enerjisinin sayaçtan geçtiği belirtildiğinden tüketimin doğru kaydedildiği kanaati oluştuğunun belirtildiği ve kaçak tahakkuk miktarı hesaplamasında tutanakta belirtilen sayaç endeksine göre hesaplama yapıldığı görülmektedir.
Oysa; yukarıda belirtilen 622 sayılı kurul kararın 1/C-1-a maddesinde; öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa da, müstakil trafolularda ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edileceği ve ortalama aylık çalışma saatine göre hesap yapılacağı açıkça belirtilmiştir. Buna göre; yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtaki endeks esas alınarak hesap yapılamayacağı açıktır.
Somut olayda, mahkemece; yukarıda açıklanan mevzuat hükmü yanlış değerlendirilerek hazırlanan bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir
O halde mahkemece yapılacak iş; daha önceki bilirkişiden farklı, konusunda uzman bilirkişiye dosyanın yeniden tevdii ile davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin anılan yönetmelik hükümlerine göre yayınlanan usul ve esaslara göre hesaplanmasını sağlamak ve sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.