Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/2932 E. 2019/6689 K. 16.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2932
KARAR NO : 2019/6689
KARAR TARİHİ : 16.09.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalının, dayanağı araç kiralama sözleşmesi olan 8.646.17.-TL asıl alacak, 526.59.-TL faiz olmak üzere toplam 9.172.76.-TL bedel üzerinden icra takibi yaptığını; gönderilen ödeme emrinde 4.561,75 TL tutarında bir fatura borcu bulunduğunu, davalıdan kırtasiye alınmadığını, 4.561.75.-TL fatura borcunun bulunmadığını ileri sürerek; 4.561.75.-TL borçlu olmadığının tespitine ve % 20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının borcunu ödemediğini belirterek, davanın reddine ve % 20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, davacının icra dosyasındaki 4.561.75.-TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir .
Anılan karar, Dairemizin 2017/2217 Esas – 2017/4710 Karar sayılı ve 05/04/2017 tarihli kararı ile “uyuşmazlığı çözmede görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesi ile bozulmuş” bozma kararına uyan mahkemece görevsizlik kararı verilmiştir.Yargılamaya görevli mahkemede devam edilmiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, davacının icra dosyasındaki 4.561.75.-TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, % 20 oranında (912.35.- TL) kötüniyet tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)”Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka, taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay’ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık, temyiz eden tarafın,önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da “aleyhe hüküm verme yasağı” denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir.” (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)
Mahkemece oluşturulan ilk hükümde davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi ile yetinilmiş , davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir , bu hükmü sadece davalı temyiz etmiştir. Bozmaya uyulduktan sonra verilen kararda ise; davacının borçlu olmadığının tespitine ve davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir. Bu hüküm ile mahkeme, hükmü temyiz eden davalının aleyhine hüküm oluşturarak davalı yararına oluşan kazanılmış hakkı ihlal etmiştir.
Mahkemenin davalı yararına kazanılmış hakkı ihlal ederek aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.