Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/2421 E. 2018/12001 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2421
KARAR NO : 2018/12001
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

Davacı … ile davalı … aralarındaki alacak davasına dair … 22.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.12.2015 günlü ve 2015/155 E., 2015/542 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 27.12.2017 günlü ve 2016/12044 E-2017/18319 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile yaptıkları takas anlaşması gereğince arsa hissesini davalıya verip, karşılığında davalının dükkanını devraldığını, bu işlemlerin tapuda yapıldığını, davacıya ait arsanın değeri davalıya ait dükkanın değerinden fazla olduğundan davalı tarafın aradaki farkı da ödemeyi taahhüt ettiği halde ödeyememesi üzerine, 26/01/2011 tarihli adi yazılı sözleşme ile arsadaki hissenin değerinin 87.200 TL olarak belirlendiğini, davalının arsa üzerine yapacağı inşaattan bir bağımsız bölümün davacının eşine verilmesi karşılığında, dükkanın davalıya iadesine hususunda anlaştıklarını, arsanın ortaklığın giderilmesi kararıyla satılması nedeniyle, davalının arsa üzerine yapmayı taahhüt ettiği binayı yapamadığını, bu nedenle daireyi de kendisine veremediğini, sözleşme gereğinin davalı tarafından yerine getirilemediğini, 87.200 TL’nin ödenmesini müteakip dükkanı davalıya iade etmeye hazır olduğunu ileri sürerek, arsadaki hissesi için kararlaştırılan 87.200 TL’nin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı; 26/01/2011 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunu, sözleşmenin geçerli olduğu kabul edildiği taktirde ise bina yapıldığı taktirde anlaşma konusu dairenin davacının eşi Zeynep Kaya’ya teslim edileceği hususunda anlaşmaya varıldığından davacının dava açma hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 27.12.2017 günlü ve 2016/12044 E-2017/18319 K.sayılı ilamı ile “..Toplanan delillerden ve dosya kapsamından; tarafların 11/06/2009 tarihinde karşılıklı olarak taşınmazlarını trampa ettikleri ve bu işleminde tapuda yapıldığı, resmi şekilde yapılan sözleşmenin bu haliyle geçerli olduğu, daha sonradan taraflar ve dava dışı davacının eşi olan Zeynep Kaya tarafından tapulu taşınmazın devrine ilişkin olarak 26/01/2011 tarihinde harici sözleşme düzenlendiği bu sözleşme ile de ” ikinci kat, Natoyolu cad., …’yi gören 85.000 TL’lik daire niteliğindeki” taşınmazın dava dışı Zeynep Kaya’ya devredileceğinin kararlaştırıldığı, bu davayı ise geçersiz sözleşme ile hak verilen Zeynep Kaya değil, eşi olan davacının açtığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davanın aktif husumet ehliyeti yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de; sonucu itibariyle davanın reddi doğru bulunduğundan HUMK. nun 438. maddesinin son fıkrası uyarınca gerekçenin açıklandığı şekliyle değiştirilmesi suretiyle hükmün onanmasına” karar verilmiş; davacı, onama ilamına karşı karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın sair karar düzeltme istemlerinin reddi gerekir.
2-) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesinin 2. fıkrası “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmünü içermektedir.
Söz konusu madde uyarınca, red gerekçesi itibariyle davalı yararına maktu vekalet ücreti yerine nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir.
O halde mahkemece verilen hükmün hem gerekçe hem de davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerekirken, zuhulen sadece önceki Dairemiz ilamında belirtilen gerekçeyle düzeltilerek onandığı anlaşılmakla; Dairemizin 27.12.2017 günlü ve 2016/12044 E-2017/18319 K sayılı ilamına, anılan gerekçenin ilave edilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair karar düzeltme isteminin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle mahkeme ilamının hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “… 9.376 TL vekalet ücretinin…” ifadesinin çıkartılarak yerine “…1.500 TL vekalet ücretinin…” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün HUMK’nun 440. maddesi delaletiyle 438/7. maddesi uyarınca ilave gerekçeyle düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 22.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.