Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/2335 E. 2018/9852 K. 10.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2335
KARAR NO : 2018/9852
KARAR TARİHİ : 10.10.2018

….

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı;…….. parsel sayılı taşınmazı satın almak üzere davalıya 75.000 TL verdiğini, uzaktan akrabası olduğu için kendisinden belge almadığını, davalının taşınmazı başkasına sattığını öğrendiğini, alacağını ispat etmeye yarayan elinde bir belge bulunmadığını ileri sürerek, 75.000 TL’nin 01.07.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; yemin ihtaratlı tebligatın davalıya bizzat tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 75.000 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalının mirasçıları tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 29.09.2016 tarihli ve 2015/15401 Esas, 2016/11396 Karar sayılı ilamı ile, “dava sırasında ölen ve taraf ehliyeti son bulan davalı hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, davalı …… mirasçılarına davanın yöneltilmesi ile toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken, eksik ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.”gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
…..

Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek; ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davalıların vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda; dava, 75.000 TL’nin yasal faizi ile birlikte iptali istemine ilişkin olup, davanın reddine karar verildiği halde, kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükme 6. madde olarak “Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 8.600 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine” cümlesinin eklenmesine, hükmün davalılar yararına düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

….